2019’da mücevher ihracatı yüzde 8 arttı
Türk mücevher sektörünün stratejik bir sektör olduğunu, böyle kabul edilmesi gerektiğini dile getirerek konuşmasına başlayan Mustafa Kamar, yönetime geldikleri gün itibarıyla mevcut stratejiyi değiştiklerini, hedef pazarları belirleyip bu pazarlardan pay alabilmek adına farklı bir B2B stratejisi uygulamaya başladıklarını söyledi. Kamar; “Tüm dünyada ticaret, tek bir strateji üzerine kurulu; ilişki yönetimi ve iletişim…” diyerek şunları aktardı:
“Geçen sene Suudi Arabistan’a ve Miami’ye ticaret alım heyetleri düzenledik. Benzer şekilde Katarlıları İstanbul’da misafir ettik. Doğu Avrupa ülkeleri ve Türkiye Cumhuriyetlerindeki satınalmacıları Antalya’da ağırlayarak 2020’nin ilk mücevher fuarına imza attık. Ticaret alım heyetlerinin yanı sıra Las Vegas ve Hong Kong’daki fuarlara katılıp dünyanın en büyük 5 fuarından biri olan İstanbul Mücevher Fuarı kapsamında Mart ve Ekim aylarında on binlerce yabancı mücevherciyi İstanbul’da misafir ettik. Bunların yanı sıra bir ilke imza attık; 8’incisi düzenlenen ve dünya mücevher piyasasının 500 milyar dolarlık portföyünü oluşturan Güney Doğu Asya Ülkeleri Değerli Taş ve Mücevher Birlikleri Konferansı’nı İstanbul’da ilk kez düzenleyerek bu pazara dair çok önemli ticari ilişkilerin temellerini attık. Böylelikle mücevher ihracatımızı, 2018 yılına oranla yüzde 8 artırarak 7,2 milyar dolara yükselttik.”
Hedef Asya, Orta ve Kuzey Avrupa ile Amerika pazarları
Geçen sene gerçekleştirilen 7,2 milyar dolarlık ihracatın, 4,1 milyar dolarının resmi ihracat ve 3,1 milyar dolarının da Dahilde İşleme Rejimi’nden geldiğini, bu rejimin sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesiyle mücevher ihracatının katlanarak artacağını belirten Mustafa Kamar, şunları dile getirdi: “2019 yılının Ocak, Şubat, Mayıs, Temmuz ve Kasım aylarında bir önceki yılını aynı dönemine göre yüzde 50’nin üzerinde ihracat artışı yaşadık. Ürün grubu açısından en çok altından mamul edilen ürünler yurtdışına ihraç edildi. Bu yıla çok daha iyi başladık. Ocak ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,5 artışla, 545 milyon dolar mücevher ihracatı gerçekleştirdik. Henüz yılın başındayız, bu yolda rakip olarak gördüğümüz İtalya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni yakın markaja almalıyız. İtalya’nın bugün için 7,1 milyar dolar mücevher ihracatı var, Türkiye’den yaptığı ithalat oranı ise yalnızca 37 milyon dolar seviyesinde… Birleşik Arap Emirlikleri’nin 15,7 milyar dolar mücevher ihracatı var, Türkiye’den yaptığı ithalat yalnızca 866 milyon dolar seviyesinde. Birlik olarak biz de 2020 yılı için Asya, Orta ve Kuzey Avrupa ile Amerika pazarlarındaki ihracat hacmimizi artırmak, yılsonu itibarıyla mücevher ihracatımızı 8,5 milyar dolara çıkarmak istiyoruz.”
Türkiye’nin yaklaşan 100’üncü yılına dair ihracat hedefini 500 milyar dolardan 227 milyar dolara revize ettiği hatırlatan Kamar, Birlik olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza verdiğimizi sözü tutacağımıza inanıyor, 2023 yılında 12 milyar dolara ihracatı gerçekleştirmek için var gücümüzle çalışıyoruz” diye sözlerine ekledi.
Borsa İstanbul’a Kotasyon Zorunluluğu, DİR Verimliliğini düşürüyor
Mücevher ihracatında geçen sene yakalanan büyük başarının temelinde Dahilde İşleme Rejimi’nin başarıyla uygulanmasının yattığına dikkat çeken Mustafa Kamar; “Herhangi bir serbest ticaret anlaşması imzalamaya ihtiyaç duyulmayan Dahilde İşleme Rejimi’ni tüm ülkelerle uygulamamız gerekiyor. Dahilde İşleme Rejimi’nin önemini bizzat Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a aktararak bu konudaki engellerin ortadan kaldırılmasını talep edeceğiz” dedi.
Kamar, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün için mücevher ihracatının itici gücü niteliğindeki Dahilde İşleme Rejimi’nden son dönemdeki yasal düzenlemeler dolayısıyla beklenen verimi alamıyoruz. Mücevherciler için 2020 yılı ile birlikte başlayan Borsa İstanbul’a kotasyon zorunluluğu, Dahilde İşleme Rejimi için en büyük engellerin başında geliyor. Borsa İstanbul’a kotasyon zorunluluğu, iş hacmi Kuzey Afrika ve Orta Doğu olan üyelerimiz için zorluklar çıkarırken bu zorlukları aşabilmek adına birçok kişi aracı firma kurmayı hedefliyor. Sektör, bu aracıların eline bırakılıyor.”
Yolcu beraberinde 3 kiloya kadar altın gelmesi, iç piyasaya ve ihracata katkı demek
Yolcu beraberinde 3 kilograma kadar altın getirebilmesine izin verilmesi konusunu hatırlatan Mustafa Kamar; “Yolcular, yanında getirdiği altını, ülkeye girişte tebliğ ederse, ülkemizden çıkarken de bu altın karşılığı satın aldıklarını beyan ederse hem iç piyasadaki satışlara hem de altından mamul üretilerek ihracata büyük katkı sağlanır. Bu adım için birlik olarak bürokrasi ile beraber hareket etmek istiyoruz ancak beraber hareket edemiyoruz. Ankara ile toplantılarımızda görüyoruz ki bu konuyu sürekli olarak en baştan anlatmak zorunda kalıyoruz. 3 kilograma kadar altın getirebilmesi konusu şu andaki yasal düzenlemelerin içine sığdırılmaya çalışılıyor. Bahsettiğimiz 3 kilogram altın getirilmesi konusu, hiçbir yasal düzenlemeye sığacak bir konu değil. Eğer herhangi bir yasal düzenleme için sığdırılmaya çalışılırsa bu konuyu hala konuşmaya devam ederiz. Önemli olan bu konu ülke yararına mı zararına mı? Eğer zararına ise, konu kapanır. Ancak yararına deniyorsa bu konuda A’dan Z’ye yeni düzenlemeler gelmeli” dedi.
7,2 Milyar Dolar İhracat, 34.369 adet beyannameye denk geliyor
Kamar, mücevherde 7,2 milyar dolarlık ihracatın “mikro” ihracat olduğunu vurgulayarak; “Böyle bir ihracat hacmi, toplam 34 bin 360 adet beyanname düzenlenmesi, bu beyannamelerin her birinin farklı farklı maliyetler anlamına gelmesi demektir” diyerek birlik olarak gümrüklerde yaşadıklarına şu cümlelerle dikkat çekti: “Beyannamelerin yanı sıra ardiye ücretleri, analiz raporu, gümrüklerde oluşan beklemelerden ileri gelen fazla mesai gibi maliyetler, makul seviyelere çekilmeli. Böylelikle sektör olarak artan karlılıklarımız doğrultusunda istihdam, ihracat hacmi ve katma değer oranlarında artış yaşayabilelim. Gümrüklere dair düzenlemelerin yanı sıra personel de çok önemli. Çünkü mücevher ihracatçıları, ihracatlarının büyük çoğunluğunu yolcu beraberinde ve İstanbul Havalimanı’nın yolcu salonunu kullanarak yapar. Dolayısıyla İstanbul Havalimanı’ndaki görevlilerin mücevhercilerin iş yapış modeline hâkim bir vizyona sahip olmalarını bekliyoruz. Çünkü kimi zaman yasalardaki detaylar ihracatçı için ekstra gider kalemi haline gelebiliyor. Dolayısıyla gerçekleştirilen ihracatın ne üyemize ne de ülke ekonomisine katkısı olmuyor.”
Gümüşte gümrük maliyetleri yeniden ele alınmalı
Mücevher dendiği zaman akıllara hep altının geldiğini, ancak gümüşün de mücevher olduğunu hatırlatan Mustafa Kamar; “Gümüş, kilo ve değeri açısından altın ve pırlantaya oranla daha düşük bir seviyede kalıyor. Dolayısıyla gümüşte, hedeflenen katma değerin sağlanabilmesi için özellikle gümrükleme maliyetlerinin bir an önce yeniden ele alınarak değerlendirilmesini istiyoruz” dedi.
Turizm bölgelerinde mücevher ticareti
“Türk mücevher sektörü, 7,2 milyar dolar ihracatın yanı sıra turistik bölgelerde de 3,5 – 4 milyar dolarlık turistik satış gerçekleştiriyor” diyen Kamar, sözlerini şöyle tamamladı: “Mücevher, turizm gelirlerindeki kişi başı harcamayı 1000 dolar seviyesine çıkarabilecek en önemli üründür. Bunun için özellikle Turizm Bakanlığı ve Türkiye’nin tanıtımında önemli rol oynayan global markalarla iş birliği, büyük bir öneme sahip. Yurtdışındaki insanlarda ‘Türkiye’ye gelindiğinde mücevher alınır’ algısı oluşturabilmek amacıyla ‘Turkish Luxury’ adı altında 5 birliğin oluşturduğu bir çalışma yapıyoruz.”