Türkiye, son yıllarda gerçekleştirdiği dev projelerle önemli adımlar atarken muhalefet, bunların yap-işlet-devret (YİD) modeliyle yapılmasını tenkit ediyor. Devlet bütçesine yük olmadan hayata geçirilen bu projelerde özellikle “geçiş garantisi” eleştiriliyor ancak sistemin avantajları oldukça fazla. Kamu-Özel İşbirliği modelleri arasında yer alan yap-işlet-devret uygulamasıyla Türkiye’de 242 proje hayata geçirildi. Özel sektörün etkin ve proaktif yapısı kullanılarak projeler çok daha hızlı şekilde yapılıyor. Bu modelle uygulamaya geçirilen altyapı projelerinin, Türkiye’nin uzun vadeli birçok hedefi için kritik öneme sahip olduğu belirtiliyor. YİD modeli ile köprü, tünel, baraj, sulama, içme ve kullanma suyu, arıtma tesisi, kanalizasyon, hastane, maden işletmeleri, fabrika ve benzeri tesisler, atık toplama-ayırma, geri kazanım, otoyol, demir yolu, havaalanları gibi birçok proje yapılabiliyor.

AVRASYA ÖRNEĞİ
Mesela 2017 yılında işletmeye açılan Avrasya Tüneli ile sadece geçtiğimiz yıl zamandan 870 milyon lira, yakıttan 295 milyon lira, emisyondan 31 milyon lira olmak üzere, toplam 1 milyar 196 milyon lira tasarruf edildi. Avrasya Tüneli geçiş ücretleri, sözleşme kapsamında yılda iki defa güncellenerek uygulanıyor. Bu da idarenin kontrolünde yapılıyor. 2020’nin başındaki güncelleme formülüne göre yapılan hesaplarda 23,30 lira olarak uygulanan geçiş ücreti, 36,40 liraya çıkmıştı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü gibi birçok dev proje de YİD ile hayata geçirilerek hem yolları kısalttı hem de zamandan tasarruf edilmesini sağladı.

YİD ÖNEMLİ FIRSAT
Ulaştırma ve Altyapı eski Bakanı Cahit Turhan, geçtiğimiz yıl yaptığı bir açıklamada “Kara yollarında yap-işlet-devret modeliyle yaptığımız 4 projenin yatırım bedeli 109 milyar 820 milyon lira. Bu projeler için ödediğimiz toplam garanti ise 9 milyar 640 milyon lira. Önemli projelerin YİD modeliyle yapılması fırsatı, hükûmetlerimiz döneminde yakaladığımız ekonomik ve siyasi istikrar sayesinde yurt dışı finans kuruluşlarından sağlanan finansmanla gerçekleşmiştir” ifadelerini kullanmıştı.

SON DÖNEMİN TERCİHİ
Yap-işlet-devret modeli 1984’ten önce batılı ülkelerde uzun süre sınırlı şekilde uygulandı. Dünya genelinde de uluslararası örgütler devletlere kredi vermek yerine projeleri kredilendirmeyi tercih etmeye başlamış durumda. Dış finansman ihtiyacı olan ülkeler için YİD, önemli bir projelendirme modeli olarak tercih ediliyor. YİD, özellikle son 20 senede kamuya yeni maliyetler yüklememesi ve geri ödemenin, üretilen mal veya hizmetlerin satın alınmasıyla zamana yaygın olarak yapılması nedeniyle ciddi avantaj sağlıyor. Bu modeli kullanan ülkeler arasında Pakistan, Tayland, Tayvan, Suudi Arabistan, Bahreyn, İsrail, Filipinler, Mısır, Myanmar, Malezya, Vietnam, Japonya, Hindistan, İran, Hırvatistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Nepal ve Çin de yer alıyor. Bazı ABD eyaletleri de çeşitli otoyol projeleri için YİD metodunu kullanabiliyor.

İSTANBUL HAVALİMANI KAZANDIRDI
∂ Türkiye’nin en önemli yap-işlet-devret projelerinden olan İstanbul Havalimanı’nda, ilk işletme yılı için Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) tarafından garanti edilen 233,1 milyon avroluk Dış Hat Yolcu Geliri aşıldı. Böylece İGA tarafından devlete 22,4 milyon avro tutarında ek ödeme yapıldı. Yani devlet YİD modeliyle ekstra gelir elde etti. Yap-işlet-devret modeliyle önümüzdeki dönemde hayata geçirilmesi planlanan projelerden bazıları da şöyle:
¥ 2020 yılı içinde 297 kilometre yap-işlet-devret otoyolunun hizmete verilmesi hedefleniyor. 2023 hedefleri kapsamında 990 kilometrelik otoyolun daha yapımı planlanıyor.
¥ Kanal İstanbul’un yatırım maliyeti 75 milyar lira olarak hesaplanırken, proje yap-işlet-devret modeliyle hayata geçecek.
¥ Aydın-Denizli Otoyolu projesi ve Kuzey Ege/Çandarlı limanı üstyapısı, bu modelle yapılacak.
¥ Kamuoyunda “üç katlı tünel” olarak bilinen Büyük İstanbul Tüneli Projesi de YİD metoduyla hayat bulacak.

67 MİLYAR DOLARLIK PROJE VATANDAŞIN HİZMETİNDE
Türkiye’de; Yap-İşlet-Devret , Yap-İşlet, Yap-Kirala-Devret ve İşletme Hakkı Devri olmak üzere; dört şekilde Kamu Özel İş Birliği (KÖİ) modeli uygulanıyor. Bu modellerle 1986 yılından 2019 yılı ortalarına kadar, 246 proje için uygulama sözleşmesi imzalandı. Projelerin toplam yatırım büyüklüğü yaklaşık 67 milyar ABD dolarına tekabül ediyor. Bu miktarın içinde ulaştırma 41 milyar dolar ilk sırada yer alıyor. Ulaştırma sektörünü 11,9 milyar doları ile enerji, 11,5 milyar doları ile sağlık sektörü takip ediyor. Hâlihazırda 218 proje işletmeye alındı. 28 projenin de yürütülmesine devam edildiği açıklanmıştı. Yap-İşlet-Devret metoduna ilişkin muhalefetin son dönemdeki eleştirilerini değerlendiren ekonomist Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan “İktidarlar uzun vizyonlu olmazlarsa sadece günü kurtarmak üzere yatırım yaparlar. Bu modeli sadece geçiş ücretlerinin pahalı veya düşük olmasına indirgemek; aşırı devletçi, özel sektör düşmanlığı yapan, sığ görüşlü ve demode bir zihniyetin bakış açısıdır. Türkiye artık bunu aştı” diye konuştu. Hâlihazırda Türkiye’nin teknoloji, savunma sanayii ve diğer altyapı yatırımlarını olabildiğince elindeki kaynaklarla finanse etmeye çalıştığını aktaran Erdoğan, şunları söyledi: Türkiye’nin hedeflerine ulaşması için çok güçlü bir altyapısı olması lazım. Hava, deniz ve karada güçlü bir ulaşım olması şart. Ama bütçe kaynaklarımızla bunları finanse etmek çok kolay değil. YİD’le bütçe ile finanse etmiyorsunuz ama bir garanti veriyorsunuz. Bunları on beş sene sonraya bırakırsanız yaya kalırsınız. YİD ile özel sektörün girişimcilik kapasitesini ve uluslararası rekabetçiliğini de artırırsınız. Fİrmalarınız uluslararası anlamda başka ülkelerde de bu tip projelere davet edilir. Bu, ciddi bir döviz girişi ve reklam demektir. Her şeyi devlete bırakmak, bizi emekleyen bir döneme sokar.

​Türkiye Gazetesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir