24 ülkede faaliyetlerini sürdüren Yükselir Group, var olduğu sektörlerde pozisyonunu genişletmek için çalışmalarını arttırdı. Grubun kuruluşundan bu yana dahil olduğu enerji kolu, gelişmekte olan ülkelere yatırım fırsatlarını değerlendirerek; iç savaş, çatışma ya da başka herhangi bir nedenle hizmet dışı kalmış veya yapımı tamamlanamamış enerji santrallerine yatırım yapacak.

  Yükselir Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yükselir, yatırım nedenleri açıklarken bazı önemli noktalara da değinerek, “Yatırım yaparken her zaman siyasi ortamdaki gelişmeler dikkate alınmalıdır. Sürdürülebilir olmayan hükümetler, enerji gibi uzun vadeli bir yatırım sürecinde çeşitli sıkıntılar yaşamanıza yol açabilir. Savaş ve iç çatışmadan dolayı projeler sonlandırılabilir, enerji ticareti ile ilgili mevzuatlar değişebilir hatta anlaşma imzaladığınız rejimler bile son bulabilir. Riskin yüksek olduğunun farkındayız ama aynı zamanda riskin olmadığı yerde getirinin de olmayacağını biliyoruz.” dedi.

  “Enerji dağıtımında da destekleyici projeler hazırlıyoruz”
  Aldıkları riskleri minimize etmek için daha çok enerji santrallerinde restorasyon projelerine odaklandıklarını söyleyen Yükselir, “Yarım kalmış ya da bakımları düzenli olarak gerçekleştirilmemiş enerji santrallerinde restorasyon projeleri için hızlı bir şekilde planlarımızı yaptık. Ekibimizi uzmanlığı ve tecrübelerine güveniyoruz. Enerji üretimine ek olarak, enerji dağıtımında da destekleyici projeler hazırlıyoruz.” şeklinde konuştu.

  “Dünya Bankası, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) veya Birleşmiş Milletler hibe fonları gibi uluslararası kuruluşlarla partnerlik fırsatlarını da düşünüyoruz” diyen Yavuz Yükselir, “Bu tür iş birlikleri iç savaş sonrası yeniden yapılanmaya gidecek olan Libya, Suriye gibi ülkelerde yatırım yapmanın bazı risklerini hafifletebilir. Çünkü bu uluslararası kuruluşlar, finansal istikrara yardımcı olma ve hükümetlerin temerrüte düşmesi durumunda piyasaları destekleme misyonuna sahip.” ifadelerini kullandı.

  “Yatırım yapma kararımızda insani nedenler de ön planda”
  Bu tarz yatırımları sosyal girişimcilik olarak da değerlendirdiklerini belirten Yavuz Yükselir, toplumsal faydaları da maksimum seviyeye çıkartmak istediklerini ekleyerek, “Yatırım yapma kararımızda insani nedenler de ön planda yer aldı. Elektriğe erişimin temel bir insani hak olarak görülmesi gerektiğini düşünüyoruz. İnsanların elektriğe erişimi, siyasi ve askeri çatışmaların dışında tutulmalıdır. Elektriğin, barış yapmada ve barışın sürdürülebilirliğinde önemli bir rolü var.” dedi.

  Libya konusunda örnekler veren Yükselir, “2010 yılında Libya’da kişi başı yıllık elektrik tüketimi 3.361kw idi. 2011 yılını Libya iç savaşının başladığı yıl olarak düşünürsek, elimizdeki son veri 2014 yılına ait ve tüketimin yüzde 50 düşüş ile 1.800kw’a kadar düştüğünü görebiliriz. Savaşın devam ettiği 6 yılda bu düşüşün devam ettiğini düşünmek yanlış olmaz. Bu yüzden savaş bittiği andan itibaren normale döndüğümüz an enerji açığının oluşmaması çok önem arz eden bir konu.” ifadelerini kullandı.

 Yavuz Yükselir bir Türk firmasının inşasını yarım bırakmak zorunda kaldığı 640 MW kurulu güce sahip Ubari Enerji santralini örnek vererek, şunları söyledi: “640 MW’lık bir kapasite, 1 milyon kişinin günlük hayatında ihtiyaç duyacağı ev tüketimi, sanayi, ulaşım ve çevre aydınlatmasını karşılayabilecek ölçüde. Bu santrallerin hızla devreye alınmaması halinde yaşamı etkilenecek insan sayısı 100 binlerle ifade edilebilir. Bu insanlara vaktinde yardım edebilirsek, evlerine dönmek isteyen mülteciler için de güzel bir ortam oluşturabiliriz.”

  Yükselir, son olarak bu kapsamlı plan için çeşitli ülkelerde çok sayıda enerji santralinin son durumunu incelediklerini, neler yapabileceğimizi araştırdıklarını ve her bir santral için Dünya’nın farklı ülkelerindeki farklı şirketlerle ve uluslararası kuruluşlarla yapılacak partnerlikler için de aktif bir arayış içinde olduklarını belirtti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir