Bursa’nın meşhur kestane şekerlerinin yapıldığı kestaneler Uludağ’ın eteklerinde toplanmaya başladı. Yüksek ağaçlara çıkan dokuyucular ellerindeki sopalarla kestaneyi düşürüyor, toplayıcılar da ellerindeki çuvallara kestaneleri topluyor. Geçen sene gal arısından kaynaklı beklenen verimi alamayan köylüler, bu yıl rekoltenin daha yüksek olmasını öngörüyor. Sadece doğal ortamında değil, özel bahçelerde de kestane yetiştirmeye başlayan çiftçiler, bu yıl kilosunu 15-20 liradan satmayı planlıyor.

Osmanlı döneminden günümüze kadar bina dokusunu ve kültürünü koruyan Bursa’nın 700 yıllık Cumalıkızık Mahallesi’nde de kestane hasadı başladı. Uludağ’ın eteklerine kurulu, Dünya Mirası Komitesinin 38’inci dönem toplantısında kültürel kategoride Dünya Miras Listesine alınan Cumalıkızık, kestane üretiminin de önemli yerlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyor. Mahalle kooperatifi de kestane bahçeleri yaparak vatandaşı üretime teşvik ediyor. Farklı türde kestane ağaçlarının yetiştirildiği bahçelerde boy veren fidanlar, üreticiye de ciddi katkı sağlıyor.

Uludağ’ın eteklerinde 15 yıldır kestane topladığını anlatan Vedat Çuhadar, kestane toplamanın zor olduğunu dile getirerek, “Bir hafta önceden gelerek ağaçların altını temizliyoruz. Hasat zamanı geldiğinde de dokuyucu dediğimiz kişiler ağaçların tepesine çıkarak kestaneleri döküyor. Altta çalışan kadınlar da kestaneleri çuvallıyor. Kestaneler bildiğiniz gibi dikenli oluyor. Biz köyde bunları suya bastırıyoruz. 15 gün böyle bekletiliyor. Ondan sonra dikenli topların içinden kestaneler çıkıyor. Zahmetine göre satışlar da pek iyi gitmiyor. Gal arısı kestaneyi bozuyor. Pek randıman alamasak da olanları topluyoruz. Geçen sene 1 ton topladık, bu yıl da o kadar bekliyoruz. Eylül sonuna doğru hasat başlar, 15-20 gün içinde biter. Bursa’nın kestanesi meşhurdur, fakat eski kestane kalmadı” dedi.

Cumalıkızık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mehmet Emin Yavuz, yerli cinslerden 11-12 çeşit kestane ağacı ürettiklerini ifade etti. Kooperatife ait bahçede 18 çeşit kestane ağacı olduğunu vurgulayan Yavuz, “Şimdi burada meyveyi görmeye başladı. Tülü, Mahmutmolla, Alimolla, Osmanoğlu gibi türlerin ayrı ayrı özellikleri var. Osmanoğlu kestane şekeri yapımında olmazsa olmazlardandır. Nişastası fazla olduğu için şekerlemeciler tercih ediyor. Özellikle 5’inci yıldan sonra kestane ağacı güzel meyve vermeye başlar, ekonomik anlamda da çiftçiyi geliştirir” diye konuştu.

“50 kestane ağacı bir aileye bakar


Kooperatifin bahçesinde üretilen kestanelerin satılmadığını dile getiren Yavuz, “Biz bu bahçede ürettiğimiz kestaneleri arzu edenlere tohumluk, aşılık olmak üzere Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve Uludağ Üniversitesi nezaretinde dağıtıyoruz. Bir çiftçinin 10 yaşlarında 50 tane kestane ağacı olursa ekonomik olarak bir aileyi geçindirir. Bizim bahçedeki ağaçlar 8 yaşında olmasına rağmen 40-50 kilo meyve veren ağaçlar var. Kestanenin kilosunun 15-20 liradan satıldığını düşünürsek, ekonomik katkısı olur” ifadelerini kullandı.
Cumalıkızık Muhtarı Emin Yavuz, köyün turizm ile anıldığını, lakin kestane üretiminin de devam ettiğini belirterek, “Köyde yaşayan vatandaşların yüzde 80’inin kestane bahçesi var. Aynı zamanda dağlarda da kestane ağaçlarımız var. Cumalıkızık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin de örnek kestane bahçeleri mevcut. Çiftçimiz yeni kestane bahçeleri yapmayı sürdürüyor. Gal arısını bitiren böcekler ve ilaçlar yapıldı. Ormanla birlikte çalışıyoruz. Kestanemizde gal arısı sıkıntısı devam ediyor. Bu sene geçen seneye nazaran biraz daha iyi durumda” diye konuştu.

Samet Doğru
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir