Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine bilgi verdi ve sorularını cevapladı. Hükümetin Merkez Bankası ile birlikte yüzde 5 enflasyon hedefini belirlediğini ifade eden Ağbal, şunları kaydetti:

“Ben yüzde 5’e inanıyorum. Bir şeye inanarak başlayacaksınız. İnanmadığınız işe girmeyin. Bir şeye inanmıyorsam söylemem. Başka ülkeler enflasyonu yüzde 1-2’de tutuyor da Türkiye Cumhuriyeti neden tutamasın? Bizim ne eksiğimiz var? Yapabiliriz. Önümüzde bir süreç var. Ara hedefler var. Banka, Hükümet’e tavsiyelerde bulunacak. Fiyat istikrarı ve maliye politikası alanlarında neler yapması gerektiğini söyleyecek. Kanun, ‘Banka, Hükümetin mali ve ekonomik müşaviri, mali ajanı ve haznedarıdır.’ diyor.”

Ağbal, şöyle konuştu:

“On Birinci Kalkınma Planı şu anda ekonomi politikalarının anayasal bakımdan en üst düzeyde belgesidir. Merkez Bankası açısından da bu belgede ortaya konulan hedefler belirlenmiş hedeflerdir ve biz bu çerçevede, hükümetimizle birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Merkez Bankasının itibarı bence de çok önemlidir. Bir Merkez Bankası kararlarıyla, işleriyle, eylemleriyle, duruşuyla itibarlı olmalıdır, hesap vermelidir, sorumlu olmalıdır. Bağımsızlık çok doğru bir kavramdır. Kararlarını bağımsız bir şekilde almalıdır ama aynı zamanda da kararlarını alırken kendi yetkinliklerini, kapasitesini, kabiliyetlerini sürekli geliştirmelidir. Fiyat istikrarı yolunda atılacak bütün adımlarda Merkez Bankası’nın kurumsal kapasitesi doğru kararlar almaya yetecek şekilde de geliştirilmelidir.”

“2021 yılı para ve kur politikasında dalgalı kur rejimine devam edeceğiz”

Merkez Bankası bir siyasi kurum olmadığını söyleyen Ağbal, “Merkez Bankasının fiyat istikrarı yolunda tek bir politika aracı vardır. O da bir hafta vadeli repo ihale faiz oranıdır. Herhangi bir şekilde faiz koridorudur, GLP’dir başka bir dolambaçlı yollar olmayacak. Çünkü fiyat istikrarı yolunda eğer bir mücadele yapacaksanız önce Merkez Bankası olarak siz doğru bir araç varken başka bir aracı kullanmayacaksınız, doğru araç neyi gerektiriyorsa onu yapacaksınız. Zaman zaman esneklik anlamında bu tür araçlar ön plana çıkabilir ama esneklikler aslında bizi doğru yapmaktan da hep uzaklaştırmış. Doğru toplum, ekonomi, Merkez Bankasının rezervlerini güçlendirilmesini istiyor.

Haklı bir talep, doğru bir talep. Bununla ilgili stratejik ölçütlerin ne olduğunu dokümanda açık bir şekilde tarif ettik. Yani biz döviz biriktireceksek bu şeffaf olacak, döviz biriktireceksek bu önceden ilan edilmiş, plan ve program dâhilinde olacak. Biz döviz biriktireceğiz diye döviz piyasasındaki döviz hareketlerini etkilemeyeceğiz. Onun için 2021 yılı para ve kur politikasında dalgalı kur rejimine devam edeceğimizi, enflasyon hedeflemesi rejimi içerisinde, bu kavramsal çerçeve içerisinde dalgalı döviz kuru rejiminin bir olmazsa olmaz olduğunu ve bu çerçevede de Merkez Bankası’nın 2021 yılında herhangi bir şekilde döviz kurunun seviyesine ilişkin bir öngörüsünün, bir hedefinin olmadığını ifade etmişizdir. Bir kavramsal çerçeve varsa o kavramsal çerçeve doğruysa onun içerisinde gitmek gerekir” ifadelerini kullandı.

Ağbal, analitik büyüklüklere ilişkin bilgi vererek, “Bizim Bütçe ve Finansal Raporlama Genel Müdürlüğümüzün bana verdiği 23 Aralık 2020 tarihi itibarıyla analitik bilanço aktif büyüklüğü olarak 839 milyar lira olarak ifade edilmiş, bilançonun aktifi dış varlıklar 717 milyar lira, iç varlıklar 200 milyar lira ve değerleme hesabı eksi 77 milyar liradan oluşmaktadır. Bu tamamen analitik bilanço gösteriminden kaynaklanıyor. Bir hesabın negatif veya pozitif olması -biliyorsunuz- analitik bilançoda Merkez Bankası bilanço hesapları icmalleri yapılarak farklı bir formatta ifade ediliyor. O açıdan oradaki negatif işareti özellikle söyledim. ‘İç varlıklar’ altında gösterilen bankacılık sektörüne açılan nakit krediler, reeskont kredileri 141 milyar liradır.

Bilançonun pasifi, toplam döviz yükümlülükleri 667 milyar lira ve Merkez Bankası parası 172 milyar lira kalemlerinden oluşmaktadır. Toplam döviz yükümlülükleri içerisinde bankaların döviz mevduatı 534 milyar lira, ‘Merkez Bankası parası’ altında gösterilen bankaların TL mevduatı ise 165 milyar lira, emisyon 190 milyar lira, negatif işaretle gösterildiği şekliyle açık piyasa işlemleri de 216 milyar lira olarak ifade edilmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası rezerv verilerine ilişkin olarak da -arkadaşların bana verdiği veri- şu an itibarıyla altın rezervi 42 milyar dolar, döviz rezervi 49,8 milyar dolar, toplam 91,8 milyar dolar. Altın rezervleri 18 Aralık 2020 tarihi itibarıyla -tekrar bunu not olarak önemsersek – 42 milyar dolar” şeklinde konuştu.

“Merkez Bankası şeffaflık çerçevesinde adımlar atacak”

Merkez Bankası’nın şeffaflık çerçevesinde adımlar atacağını söyleyen Ağbal, “Swapla ilgili bilgiler var, mesela o konuyla ilgili inşallah yılbaşından itibaren çok gecikmeli olarak akan swap işlemleriyle ilgili bilgileri günlük olarak vermeye başlayacağız. Onun gibi, arkadaşlara, teknik birimlere teker teker çalışmalar yaptırıyorum. Bu çalışmalar çerçevesinde kamuoyunun, karar vericilerin bilmeleri bakımından ihtiyacı olan veriler nelerdir? Bu verilerden Merkez Bankası’nın yine araç bağımsızlığı, Merkez Bankasının yürüttüğü operasyonel faaliyetlerinin çerçevesi dahilinde neler paylaşılabilir? Onlarla ilgili çalışmaları arkadaşlar şu anda yürütüyor. Peşinen, çok teknik konular olduğu için ‘Şunlar olur, şunlar olmaz’ demiyorum, benim tabii ki gayretim olabildiğince çok sayıda veri kamuoyuyla paylaşılsın çünkü ne kadar şeffaf olunursa karar vericiler de o bilgiler altında karar verecekleri için aslında ekonomide öngörülebilirliği arttırır” diye konuştu.

Ahmet Umur Öztürk
 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir