Uzun bir süre İzmir’de yaşadıktan sonra emekli olunca memleketi Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesine dönen Erdal Doğan, el emeğiyle yaptığı işleri teknoloji ile buluşturmaya karar verdi. Düşüncesine uygun makine bulamayan Doğan, çoğu yerden de ilkokul mezunu olduğu için olumlu yanıt alamadı.
Ardından makineyi kendi araştırmalarıyla toplayan Erdal Doğan, tarihi ve turistik mekanların görsellerinden yola çıkıp fotogrametri özelliği ile ahşaptan üç boyutlu minyatürlerini yaptı. Ayrıca burada çeşitli oyma ve süsleme gibi sanatları devam ettiren Doğan, herhangi bir yazılı eseri de ahşap zemine işliyor. Evinin bahçesindeki atölyesinde eserlerini ortaya çıkaran Doğan, yaptığı ahşap eserleri internet üzerinden ülke geneline ulaştırmayı hedefliyor.
“İstediğim makineyi bulamayınca kendim imalatına karar verdim”
Yaptığı işlerle alakalı İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Erdal Doğan, zaman içerisinde çeşitli araştırmalara imza attığını belirtti. Doğan, “Tabelacılıktan geldiğimizden yazı kesmek, kabartma yazı, oyma yazı gibi bir takım kalıplar hazırlamak üzere piyasa araştırması yaptım. Çok fazla makine var ama bize cevap vermeyen makinelerdi. Motorları ve teknik donanımları kafi değildi. Oysa ben daha güçlü ve yüksek boyutlarda imkan veren makine arıyordum. Bulamayınca da makinenin imalatına karar verdim. Kendim ilkokul mezunuyum. Ama teknik resmin 5 dalında bilgim olduğu için imalat, montaj, yarı kesit, kısmi kesit ve perspektif olmak üzere makineyi kendim yapmaya karar verdim. Firma araştırdım. Her gittiğim firma biri varsa diğeri yok dedi. Yeterli malzeme ellerinde değildi. En son profesyonel bir firmaya denk geldim. Ben ‘CNC router yapmak ve malzeme almak istiyorum’ dedim. Onlar da ‘yüksek mühendislik bilgisi gerektirir, elinizde kalır. Yarın yakarsınız, kırarsınız tekrar parçalarını istemeye gelirseniz vermezler’ denildi. Birkaç kez daha gittim ellerinde olan makineyi de istedim onu da vermediler pahalıya mal olur diye. Daha sonra dayanamadılar ve al diyerek verdiler” dedi.
Üç boyutlu çalışmalar yaptığından bahseden Doğan, “Ben de getirdim teker teker üç boyutlu çalışmalar yaptığım için ilk önce animasyonunu yaptım makine çalıştı. Ondan sonra imalata girdim. İmalatta zerre kusur vermeden makineyi eksiksiz yerine getirdim ve toparladım. Üç boyutlu rölyeflerimi de alabiliyorum kesimlerimi de yapabiliyorum oymalarımı da yapabiliyorum. Her türlü bana cevap veriyor. İstediğim ebatta özellikle makinemi yaptım güçlü motorlarla birlikte. Şu anda sağlam bir makine elimde kullanılır bir vaziyette elde etmiş oldum” ifadelerini kullandı.
“Türkiye geneline internet üzerinden pazarlamayı düşünüyorum”
Yaptığı ürünlerin benzersiz olduğunu kaydeden Erdal Doğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Benim yapacağım ürünleri internet üzerinde bulamadığım için pazar bulacağımı umuyorum. Kesin bulacağız ve pazarlayacağız. Burada metal tabutlar üzerine bmc polyester dediğimiz dediğimiz malzeme ile termal baskı olarak seri üretime geçip Türkiye geneline internet üzerinden pazarlamayı düşünüyorum.”
“Tarihi yerleri fotogrametri özelliğini kullanarak üç boyutlu çalışmalar yapıyorum”
Emekli olduktan sonra durmadan üretmeye devam ettiğini söyleyen Doğan, “Emeklilik psikolojik olarak insanı götürür, yorar. Ondan dolayı hem yorulmama hem de doğrudan tüketici olma konumundan kurtulmak adına bu sanatı daha devam ettirmeye karar verdim. Şurada bir tarihi Çeşnigir Köprüsünü görüyorsunuz. Bu köprü bu makinenin ürünü. Buradan fotogrametri özelliğine dayanarak kullandığım programda köprüyü minyatür haline getirdim hiç bozmadan. Örneğin Kapadokya, Peribacaları, Sümela Manastırı gibi tarihi ve turistik merkezlerin çekimlerini yaptıktan sonra oranın birebir boyutlu fotoğraflarını aldıktan sonra getiriyorum fotogrametri özelliğini kullanarak üç boyutlu çalışmalar yapıyorum. Daha minyatür yapabiliyorum. Büyütüp küçültebiliyorum da. Türkiye’nin Edirne Camii, Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı, Sultanahmet Camii gibi tarihi yerlerini minyatür şekilde yoğun bir şekilde işleyerek çalışmayı düşünüyorum” diye konuştu.
Kadir Arslan – Hasan Ay