Çalıştığı inşaat firmasında yaşanılan aksaklıkları rapor eden İş Güvenlik Uzmanı, işyeri sahipleriyle yaptığı görüşmelerde mesafe alamayınca hayati derecedeki aksaklıkları rapor halinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bildirdi. Bunu duyan işveren, uzmanı işten attı.
İş Mahkemesi’nin yolunu tutan iş güvenliği uzmanı, çalışması esnasında davalı işverenleri bazı eksiklikler nedeniyle uyardığını ve engellemeye çalıştığını, bunun üzerine savunması alınmaksızın 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 8. maddesine aykırı davranılarak iş sözleşmesine son verildiğini ileri sürerek, tazminat alacağının tahsilini istedi.
Davalı şirket iddiaları reddetti. Davacının B sınıfı iş güvenliği uzmanı olarak çalıştığını, işinin gereğini yapmadığı
için 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 9, 10 ve 11. maddeleri gereğince iş sözleşmesinin feshedildiğini savunarak, davanın reddini istedi. Mahkeme; davacı tarafından düzenlenen iş güvenliğine ilişkin raporların işveren tarafından onaylanmaması üzerine davacının durumu Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne bildirdiği, taraflar arasında bu raporlar sebebiyle ihtilaf çıktığı, bu nedenle davacının iş sözleşmesinin sona erdirildiği, yasal düzenleme gereği işveren hakkında bir yıllık sözleşme ücreti tutarından az olmamak üzere tazminata hükmetmek gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verdi. Davalı kararı istinaf etti. Bölge Adliye Mahkemesi davanın reddine hükmetti. Davacı uzman kararı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Süleyman Aydın