Hisse senedi yatırımının ve borsaların, iktisadi hayatta önemli bir role sahip olduğunu söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Yahya Can Dura, “Ekonomik kalkınma ve büyüme için üretim faktörlerinin hacminin artmasına ihtiyacımız var. En önemli üretim faktörlerinin başında gelen sermaye ve bunun birikimi için borsalar kritik araçlardan birisidir diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

“Kazanılan getiriler önemli bir kaynak”
Borsaların, hisse senedi yatırımları aracılığıyla ekonomik yaşamda faaliyet gösteren şirketlere ve yatırımcılara kaynak temini ve sermaye birikimi noktasında büyük katkılar sağladığını belirten Dr. Yahya Can Dura, “Yeni yatırımlar ve bunların finansmanında, borsalarda gerçekleştirilen hisse senedi işlemlerinin sonucunda kazanılan getiriler önemli bir kaynak olmaktadır. Borsalar aynı zamanda yabancı yatırımcılar kanalıyla döviz kazandırıcı işlemlerin de bir kaynağıdır. Ödemeler bilançosu dengeleri ve döviz kurları üzerindeki olumlu etkileriyle de iktisadi hayata ve parametrelere olumlu etkide bulunabilmektedir” dedi.

“Ülke ekonomisine pozitif bir katkı sağlıyor”
Türkiye’de Borsa İstanbul’un, son yıllarda işlem hacmi ve portföy değerleri noktasında büyük bir performans göstererek ülke ekonomisine pozitif bir katkı sağladığını ifade eden Yahya Can Dura, “Yine son yıllarda Borsa İstanbul’da işlem yapan yatırımcıların yaş gruplarına göre dağılımında dikkat çekici bir gelişme ve değişim olduğu görülmektedir. Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) istatistikleri incelendiğinde 2015 yılından itibaren portföy değeri itibarıyla yatırımcıların yaş gruplarında gençler lehine bir değişim başladığını görüyoruz” diye konuştu.

Dura “2015 senesinde toplam portföy değeri içerisinde sadece \%1,6 oranında bir paya sahip olan 0-29 yaş grubu yatırımcıların 2018 yılındaki oranının \%2,71’e, 2020 yılında ise neredeyse \%5 düzeyine yükseldiği gözlemlenmektedir. Benzer bir artış trendini 30-39 yaş grubunda da görmek mümkündür. Bu yaş grubunun 2015 yılındaki payı \%7’lerdeyken 2018’de \%11’e ve 2020 yılında da \%16,2’ye yükselmiştir. İki yaş grubunu birleştirerek aynı oranlara tekrar baktığımızda ise yukarıdaki rakamlar daha çarpıcı hâle gelmektedir: 2015 yılında \%9, 2018 yılında \%14 ve 2020 yılında \%21,1. 50 yaş üstü yatırımcıların toplam portföy değeri içerisindeki ağırlığının ise özellikle 2018 yılından sonra şiddetli bir şekilde düştüğü not edilmelidir. Buradaki düşüş yaklaşık 11 puandır. 2018 senesindeki \%61’lik oran, 2020 yılında \%49’lara kadar gerilemiştir. Kuşkusuz bu azalış matematiksel olarak 0-39 yaş grubunda gerçekleşen artıştan kaynaklanmaktadır.”

“Gençlerin risk alma güdüleri farklı”
Borsa ve hisse senedi yatırımcılarının gençleştiğini söyleyen Dura, gençlerin teknoloji kullanımında ileri yaş gruplarına göre daha avantajlı olduğunu belirterek, “Risk alma güdülerindeki farklılıklar, değişen ve gelişen araçlara-enstrümanlara adaptasyon becerileri, bilginin takibi ve işlenmesinde yaş grupları itibarıyla var olan farklılıklar ve genç yatırımcılara tanınan bir takım devlet destekleri yaşanan bu değişime sebep olabilir” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir