TBMM Genel Kurulunda 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerinde sunuş konuşması yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ikinci ve AK Parti Hükümetlerinin 18. bütçesi olan 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesinin devletimize ve milletimize hayırlı olmasını diledi. Oktay, “Ekonomide yaşanan dalgalanmalar, yaptırım tehditleri ya da bölgesel belirsizlikler Türkiye’yi hedeflerinden uzaklaştırmamış; aksine bizleri hedeflerimize daha sıkı sarılmaya yöneltmiştir.
2020 yılı Bütçesi bu doğrultuda 11. Kalkınma Planı ve Yeni Ekonomi Programı hedeflerini merkeze alan, her alanda gelişmeyi öngören; sanayicimizin, esnafımızın, çiftçimizin, çalışanlarımızın, öğrencilerimizin, gençlerimizin, kadınlarımızın, çocuklarımızın; kısacası 82 milyon, hepimizin bütçesidir” diye konuştu.
“Bütçe disiplinine yönelik istikrarlı tutumumuzu, büyümeye ve refaha daha fazla destek olmasını sağlayacak şekilde ortaya koymaktayız”
Son 17 yılda gerçekleştirilen temel icraat ve hizmetlerden bazılarına değinen Fuat Oktay, “Bildiğiniz gibi, ekonomideki başarılarımızın arkasında bütçe disiplinindeki istikrarlı duruşumuz bulunmaktadır. 2002 yılında yüzde 11,2 olan bütçe açığını 2018 yılı sonunda yüzde 2’ye indirdik. Böylece, vergi gelirlerimizi daha etkin harcayabileceğimiz bir mali yapıya kavuşmuş olduk. Bu sayede oluşturduğumuz mali alanla büyüme ve istihdamın desteklenmesinin yanı sıra; başta ulaştırma, Ar-Ge, eğitim ve sağlık gibi ekonomik ve sosyal alanlarda büyük altyapı yatırımlarına imza atarak önemli gelişmeleri gerçekleştirdik.
2003-2018 döneminde yıllık ortalama yüzde 5,6 oranında büyüme sağlayarak ekonomi genelinde toplamda 9,8 milyon, yıllık ortalama olarak ise yaklaşık 610 bin yeni istihdam oluşturduk. Ar-Ge harcamalarının milli gelir içerisindeki payını 2002 yılında yüzde 0,51’den 2018 yılında yüzde 1,03’e yükselttik. Söz konusu harcama tutarı 2002 yılında toplamda 1,8 milyar lira iken 2018 yılında toplam 38,5 milyar liraya çıkmıştır.
Başta ulaştırma olmak üzere pek çok alanda önemli alt yapı yatırımları oluşturduk. Bu çerçevede, havalimanı sayımızı 56’ya; bölünmüş yol uzunluğumuzu 2019 yılı Kasım ayı itibarıyla 27.123 km’ye yükseltirken, daha önce kullanımda olmayan hızlı trenlerin kullanımı için bin 213 kilometrelik hat oluşturduk.
Derslik sayısını toplamda 343 binden 721 bine çıkararak ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısını 36’dan 24’e indirdik.
10 bin kişiye düşen hastane yatağı sayısını 24,8’den 27,9’a çıkarırken, nitelikli yatak sayısını da 19 binden 145 bine yükselttik. Sağlık yatırımlarımızın sonucunda bin canlı doğumda bebek ölüm hızını 31,5’den 6,8’e, yüz bin canlı doğumda anne ölüm oranını ise 64’ten 13,6’ya geriletmiş olduk.
Söz konusu kazanımlarımıza imkân tanıyan bütçe disiplinine yönelik istikrarlı tutumumuzu, büyümeye ve refaha daha fazla destek olmasını sağlayacak şekilde ortaya koymaktayız” şeklinde konuştu.
“Türkiye ekonomisinde görünüm”
Türkiye’nin son 17 yılda sadece ekonomik değil, siyasi anlamda da dünyada ağırlığını hissettirmeye başladığını ve dünyanın bölgesel güç merkezlerinden biri haline geldiğini kaydeden Fuat Oktay, “Bu durum aynı zamanda ülkemizin siyasi ve iktisadi rakiplerinin dikkatinden kaçmamış ve yapılan bilinçli hamlelerle ülkemiz çok sayıda iç- dış siyasi ve iktisadi şoklarla karşı karşıya kalmıştır. Bunların son örneği, geçtiğimiz yıl Ağustos ayında başlayan spekülatif kur saldırılarıdır. Ancak her türlü açık tehdit ve baskıya rağmen Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hükümetimizin kararlı tutumuyla saldırılara boyun eğilmemiş ve alınan tedbirlerle bu şoklar etkisiz hale getirilmiştir. Şokların neticesinde yükselen enflasyonla oldukça kararlı bir mücadele ortaya konulmuş, halkımızın desteği alınarak beklentiler iyi yönetilmiş ve enflasyonda belirgin bir düşüş gerçekleştirilerek fiyat artışında katılaşmanın önüne geçilmiştir. Mali disiplinden taviz vermeden vergi indirimleri, istihdam teşvikleri ve kredi programları ile ekonomik büyüme desteklenmiştir. Uygulanan dış ticaret politikaları ve alınan tedbirlerle ithalatın kompozisyonu ihracatı destekleyecek şekilde değişmeye başlamış, turizm gelirlerinin desteği ile cari işlemler fazlası veren bir ekonomiye doğru önemli adımlar atılmıştır. Hane halkı tüketiminin ve özel sektör sabit yatırım harcamalarının zayıf kaldığı 2018 yılında bile yüzde 2,8 oranında büyüme kaydedilmiştir. 2019 yılının ilk yarısında toparlanmaya başlayan ekonomik aktivitede büyümenin kaynağı net ihracat ve kamu harcamaları olmuştur. Özellikle 2019 yılının üçüncü çeyreğinde belirginleşen finansal koşullardaki iyileşme ve enflasyondaki düşüşle birlikte risk primi ve belirsizlikler azalmıştır. Böylece ekonominin genel olarak tüketim harcamaları kaynaklı yüzde 0,9 oranında büyüyerek üççeyrek sonra yeniden büyüme patikasına girmesi sağlanmıştır. İktisadi faaliyetin toparlanmaya başladığı 2019 yılının üçüncü çeyreğinde mevsimsel etkilerden arındırılmış Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla yüzde 0,4 oranında artarak iki çeyrektir devam eden pozitif görünümü korumuştur. Son çeyrekte de önemli bir sıçrama ile büyümenin artmasını ve 2019 yılını yüzde 0,5 oranında pozitif bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz” şeklinde konuştu.
Yeni Ekonomi Programında öngörülen para ve maliye politikalarının koordineli bir biçimde uygulanmaya devam edeceğinin altını çizen Fuat Oktay, “Bunun yanı sıra yargı reformu stratejisi ve vergi reformu gibi temel alanlarda öngörülebilirliği güçlendirecek adımlarla ekonomide yapısal dönüşüm, enflasyonu daha da aşağıya çekerken ekonominin sürdürülebilir bir büyüme patikasına oturmasına da yardımcı olacaktır. Bu çerçevede, 2020 yılı büyüme hedefimiz yüzde 5 olarak belirlenmiştir.
Döviz kurlarındaki yükselme sonucu oluşan maliyet baskısı ve fiyatlama davranışlarında ortaya çıkan bozulma neticesinde on iki aylık tüketici enflasyonu Ekim 2018’de yüzde 25,2 seviyesine ulaşmıştır. Para ve maliye politikaları arasındaki güçlü koordinasyon, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki aşağı yönlü hareket, kamu fiyatlama mekanizmaları ile kur kaynaklı fiyat dalgalanmalarının tüketici enflasyonu üzerindeki etkisinin yumuşatılması ve enflasyonla mücadele çerçevesinde gösterilen toplumsal destek neticesinde enflasyon düşüş eğilimine girmiştir.
Bu çerçevede tüketici enflasyonu, 2018 yılı sonunda Yeni Ekonomi Programı tahminleriyle uyumlu olarak yüzde 20,3 seviyesine ve 2019 Kasım ayı itibarıyla da yüzde 10,56 seviyesine gerilemiştir. 2019 yılsonunda TÜFE’nin Yeni Ekonomi Programı hedefi olan yüzde 12 seviyesinin altında gerçekleşmesi öngörülmektedir.
Yeni Ekonomi Programı’nda öngörülen politikaların hayata geçirilmesiyle enflasyonun kalıcı olarak düşük, tek haneli seviyelere indirilmesi temel hedeflerimizdendir. Bu çerçevede, enflasyonun 2020 yılında yüzde 8,5’e, 2022 yılında ise yüzde 4,9’a düşmesini beklemekteyiz.
Küresel gelişmeler bölümünde değindiğim üzere en büyük ihracat pazarımız olan AB ekonomisindeki yavaşlama ihracatımızı olumsuz etkilese de 2018 yılsonunda genel ticaret sistemine göre 176,9 milyar dolara yükselmiştir. Yıllık ihracatımızın 2019 yılı sonunda 180 milyar doları aşmasını bekliyoruz. 2020 yılı ihracat hedefimiz ise 190 milyar dolardır.
Seyahat gelirlerinin ise 2019 yılı sonunda 29 milyar dolara ulaşılacağını tahmin ediyoruz. Bu çerçevede turizmdeki canlanmanın sürmesini beklediğimiz 2020 yılında da seyahat gelirleri hedefimizi 34,3 milyar dolar olarak öngörmekteyiz.
Cari işlemler dengesinin Yeni Ekonomi Programında öngörüldüğü şekliyle 2020 yılında makul düzeylerde bir açık vermesi beklenmektedir. Enflasyondaki gerilemeyle birlikte risk primlerindeki düşüş ve kaliteli sermaye girişleri için ortamın elverişli hale gelmesi dış finansmanın temel belirleyicisi olacaktır. Bu kapsamda cari işlemler açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya oranının 2020 yılında yüzde -1,2 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.
Üretimdeki dönüşüme bağlı olarak önümüzdeki dönemde yüksek katma değerli ürün ihracatının artırılmasını beklemekteyiz. Bu durum aynı zamanda yerlileştirme yoluyla ithalata olan bağımlılığın azaltılmasıyla da desteklenecektir. Seyahat gelirlerinin de önemli derecede artacağı öngörüsü neticesinde cari işlemler dengesinde kalıcı iyileşme sağlanacak, dış finansman ihtiyacı azalacak, dengeli ve sürdürülebilir büyüme eğilimi korunacaktır.
Türkiye önümüzdeki dönemde de yeni nesil uygulamalarla hızlı ve kolay ticaretin adresi ve bölgesinde güvenli bir liman olmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
“Kadın istihdamı için 2020 yılında da güçlü bir destek paketini uygulamaya koyacağız”
2018 yılında yaklaşık 550 bin kişilik ilave istihdam sağlandığını ve işsizlik oranı yüzde 11 seviyesinde gerçekleştiğini kaydeden Fuat Oktay, “Büyümedeki gelişmeler istihdama da yansımakta, işgücü piyasamız ekonomideki büyümenin yönünden etkilenmektedir. Nitekim, 2018 yılının ikinci yarısında başlayan ekonomik yavaşlama neticesinde, işsizlik oranının, 2019 yıl sonunda yüzde 12,9 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.
Diğer taraftan, 2020 yılında hedeflenen yüzde 5’lik büyüme ile birlikte iktisadi faaliyette toparlanma ve bunun sonucunda işgücüne katılım ve istihdam oranlarında iyileşme kaydedilmesi öngörülmektedir. İstihdama yönelik olarak iktisadi güven ortamının güçlenmesi sonucunda ertelenmiş yatırımların hayata geçirilmesi ve üretimdeki artışla birlikte, istihdam teşviklerinin etkili bir biçimde uygulanmaya devam edecektir.
Ayrıca işgücü piyasasına yönelik yapısal adımlar atılacaktır. Bu çerçevede, işgücü piyasası deneme ve denkleştirme süresi ve kısmi süreli çalışma konularının taraflar arasında mutabakatla esnekleştirilmesi öngörülmektedir.
Kadın istihdamı için 2020 yılında da güçlü bir destek paketini uygulamaya koyacağız. Kadınların çalışma hayatına girişini kolaylaştıracak ve kadın istihdamını yükseltecek esnek çalışma imkanlarının artırılması, kadın kooperatiflerinin güçlendirilmesi, çocuk bakım hizmetleri ve ihtiyaca göre belirlenmiş mesleki eğitim programlarının yaygınlaştırılması için teşvik uygulamalarımızı artırarak sürdüreceğiz.
İstihdam teşviklerinin ihtiyaçlara göre yeniden tasarlanarak hayata geçirilmesi ve gençlerin iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun mesleki eğitim programlarına dâhil edilmesi suretiyle genç işsizliğinin azaltılmasını sağlayacağız.
Bu çerçevede, 2020 yılında 2019 yılına göre istihdamın 1 milyon 52 bin kişi artması, işsizlik oranının ise yüzde 11,8’e gerilemesi beklenmektedir. Yeni Ekonomi Programı’na göre önümüzdeki üç yılda istihdamı 3,2 milyon kişi artırarak 2022 yılında işsizliği yüzde 9,8’e indirmeyi hedefliyoruz” dedi.
“Kamu maliyesinde bugüne kadarki kazanımlar”
Kamu maliyesinde en önemli kazanımlardan birisinin faiz ödemelerinin bütçe içindeki payını azaltmış olmaları olduğunu kaydeden Fuat Oktay, “2002 yılında faiz harcamalarının bütçe giderleri içerisindeki payı yüzde 43,2 iken, 2020 yılı bütçesinde bu oranın yüzde 12,7 seviyesinde kalması öngörülmektedir. Bu çerçevede oluşturduğumuz mali alanla vatandaşlarımıza hizmet olarak ayrılan kaynakların miktarını önemli ölçüde artırdık.
Vergi gelirleriyle faiz giderlerini karşılaştırdığımızda da benzer bir görünüm ortaya çıkmaktadır. 2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 85,7 lirası faiz harcamalarına giderken, 2020 bütçesinde sadece 17,7 lirasının faiz harcamalarına ayrılacağı tahmin edilmektedir. Kamu maliyesinin bir diğer önemli kazanımı ise borç stokunda ciddi oranda bir düşüşün sağlanmasıdır. 2000’li yılların başında Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla içindeki payı yüzde 76,1 seviyesinde bulunan Avrupa Birliği tanımlı borç stoğu seviyesi 2019 yılı ikinci çeyreği itibariyle yüzde 32,2 seviyesindedir. Avrupa İstatistik Ofisi verilerine göre, aynı dönemde 28 AB üyesi ülkenin borç stoğunun Gayri Safi Yurtiçi Hâsılaya oranı yüzde 80,5 düzeyindedir. 2019 Ekim ayı IMF Küresel Ekonomik Görünüm Raporuna göre söz konusu oran gelişmiş ülkeler için yüzde 103,1; gelişmekte olan ülkeler için ise yüzde 53,3 seviyesinde bulunmaktadır.
Yüzde 32,2 ile borç stoğumuzun düşük seviyelerde bulunması maliye politikamızın işlevselliğini önemli ölçüde arttırmıştır. 2019 yılında yüzde 32,8 olması beklenen AB tanımlı genel yönetim borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hâsılaya oranının 2020 yılı itibarıyla yüzde 33,2 ve Yeni Ekonomi Programı dönemi sonunda ise yüzde 32,3 seviyesine gelmesini hedefliyoruz” diye konuştu.
“11. Kalkınma Planında öngörülen perspektif ve bütçe politikaları”
Planda verimlilik odağında, sanayi sektörünün itici güç rolünü üstlendiği, ihracata dayalı istikrarlı bir büyüme modeli çerçevesinde hedefleri belirlediklerini söyleyen Fuat Oktay, “Belirlediğimiz büyüme modelinde bir taraftan yatırımların üretken alanlara yönlendirilmesi, diğer taraftan da yurtiçi tasarrufların artırılması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda plan dönemi sonunda yurtiçi tasarrufların milli gelire oranının yüzde 30’un üzerine çıkarılmasını hedefliyoruz. Kalkınma Planında yurtiçi tasarrufların artırılması için hane halkı ve firmaların tasarrufa özendirilmesinin yanında kamu tasarruflarının artırılması ve bu tasarrufların ekonominin verimli alanlarındaki yatırımlara yönlendirilmesini öngörmekteyiz. Planda öngörülen büyümeyi destekleyici maliye politikalarının hayata geçirilebilmesi için program bütçe sistemine geçilmesinin yanı sıra maliye politikasının etkinliğini artırmak için harcamalar gözden geçirilmektedir. Buna ek olarak vergi adaletini güçlendirecek ve vergi tabanını genişletecek revizyonların yanı sıra yerel yönetimlerin öz gelirlerinin artırılması da öngörülmektedir.
Ayrıca, sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi için kayıtlı istihdamın artırılması, sistemin kapsadığı nüfusun genişletilmesi ve prim tahsilatlarının artırılması sağlanarak emeklilik ve sağlık harcamalarının kamu maliyesi üzerindeki baskısının kontrol altında tutulması hedeflenmektedir” şeklinde konuştu.
“Yeni ekonomi programındaki temel politikalar ve bütçe öngörüleri”
2018 Ağustos’unda yaşanan kur şokundan sonra uygulanan maliye politikalarının iktisadi faaliyetin yanı sıra cari açık ve enflasyonla mücadeleyi desteklediğini, uygulanan etkin bütçe politikaları sayesinde 2018 yılında merkezi yönetim bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hâsılaya oranının yüzde 2 gibi makul bir seviyede gerçekleştiğini kaydeden Fuat Oktay, “2020-2022 döneminde de mali disiplini kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu kapsamda, bütçenin gelir performansının yükseltilmesine yönelik; sürekli gelir kaynakları ile vergi tahsilatında etkinliğin artırılması ve ekonomide kayıt dışılığın azaltılmasını hedefliyoruz. Kaynakların verimli kullanılmasını ve belirlenen alanlarda tasarrufların artırılmasını sağlayacak yapısal değişiklikleri hayata geçireceğiz. Böylece kamu borçluluğu düşük düzeylerde tutulacaktır.
Yeni Ekonomi Programının kapsadığı önümüzdeki üç yıllık dönemde de bütçe açığının Gayri Safi Yurtiçi Hâsılaya oranının yüzde 3’ün altında kalmasını hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bütçe gerçekleşmeleri ve 2020 yılı bütçe öngörüleri 2018 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı”
Bütçe gerçekleşmeleri çerçevesinde 2018 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifine ilişkin bazı büyüklükleri paylaşan Fuat Oktay, “2018 yılında; bütçe giderleri 830,8 milyar TL,
bütçe gelirleri 758 milyar TL, Bütçe açığı 72,8 milyar TL, faiz dışı fazla 1,1 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
2018 yılı merkezi yönetim bütçe tahmini ve yılsonu gerçekleşmelerine bakılacak olursa;
2018 yılı bütçe giderleri, bütçe başlangıç tahminine göre yüzde 10,8 oranında, yıl sonu gerçekleşme tahminine göre yüzde 1 oranında artmıştır. Buna karşın bütçe gelirlerimiz bütçe başlangıç tahminine göre yüzde 8,1 oranında, yıl sonu gerçekleşme tahminine göre yüzde 1,1 oranında artış göstermiştir.
2018 yılında 72,8 milyar lira olarak gerçekleşen bütçe açığı başlangıçta öngörülen açığın 6,9 milyar lira üzerinde; yılsonu gerçekleşme tahmini ise 0,7 milyar lira üzerinde gerçekleşmiştir” dedi.
“2019 yılı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri”
2019 yılı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine ilişkin yılsonu beklentilerini açıklayan Fuat Oktay, “2019 yılında; merkezi yönetim bütçe giderlerinin 992,4 milyar TL, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 867,4 milyar TL, bütçe açığının 125 milyar TL, faiz dışı açığın 21,9 milyar TL olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz.
2019 yılsonu bütçe açığının 125 milyar lira ile bütçe başlangıç hedefinin 44,4 milyar lira üzerinde gerçekleşeceğini beklemekteyiz. Bu açığın milli gelire oranının ise yüzde 2,9 olacağını öngörmekteyiz.
Bütçe giderlerinin detaylarına bakacak olursak, 2019 yılında; personel giderlerinin 250,7 milyar TL, Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderlerinin 43,7 milyar TL, mal ve hizmet alım giderlerinin 78,4 milyar TL, cari transferlerin , 397,1 milyar TL, sermaye giderlerinin 75,3 milyar TL, sermaye transferlerinin 15,3 milyar TL, borç verme giderlerinin 28,8 milyar TL, faiz giderlerinin 103,1 milyar TL olarak gerçekleşmesini beklemekteyiz.
2019 yılında vergi gelirlerinin ise yaklaşık 668 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 200 milyar lira olacağını öngörmekteyiz” diye konuştu.
“2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi”
Milletvekillerine 2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi hakkında bilgi veren Fuat Oktay, “2020 yılı bütçemizde; bütçe giderleri 1.095,5 milyar TL, faiz hariç giderler 956,5 milyar TL, bütçe gelirleri 956,6 milyar TL, vergi gelirleri 784,6 milyar TL, bütçe açığı 138,9 milyar TL olarak öngörülmüştür.
2020 Yılı Bütçe giderlerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımı ise şöyledir; personel giderleri 282,5 milyar TL, Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderleri 48,1 milyar TL, mal ve hizmet alım giderleri 75,6 milyar TL, cari transferler 451,1 milyar TL, sermaye giderleri 56,6 milyar TL, sermaye transferleri 6,8 milyar TL, borç verme giderleri 27,1 milyar TL, yedek ödenekler 8,8 milyar TL, faiz giderleri 138,9 milyar TL olarak öngörülmektedir.
2020 Yılında Merkezi Yönetim Bütçe gelirlerinin 2019 yılı gelir hedefine göre yüzde 10,3 artışla 956,6 milyar lira, vergi gelirlerinin yüzde 17,5 oranında artarak 784,6 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise 172 milyar liraya ulaşacağı tahmin edilmektedir” şeklinde konuştu.
“2020 yılı bütçesinin temel özellikleri”
Bütçelerin ekonomideki gelişmelere göre şekillendirdikleri maliye politikalarının bir yansıması olduğunun altını çizen Fuat Oktay, “Bu çerçevede 2020 yılı bütçemiz; ekonomide öngördüğümüz, ‘Dengelenme, Disiplin ve Değişim’ yaklaşımımıza uygun olarak hazırlanmıştır.
‘Ekonomide dengelenme çerçevesinde elde ettiğimiz kazanımların geliştirilmesi’, ‘üretim ve verimlilik odaklı sürdürülebilir büyüme’ ile ‘adaletli paylaşımın tesisi’ 2020 yılı bütçemizin temel amacıdır.
2020 yılı bütçesi de önceki 17 bütçemizde olduğu gibi bir hizmet bütçesi olacaktır. Faiz ödemelerinin bütçe içindeki payı azalırken vatandaşa hizmet olarak gidecek ödemelerin payının artması sağlanacaktır. Bütçedeki kaynaklarımız, vatandaşlarımızın ihtiyaç duyduğu hizmetlerin karşılanmasında kullanılacaktır
Yeni Ekonomi Programında öngördüğümüz üzere bütçenin sağlam ve sürdürülebilir gelirlere dayanması, toplanan gelirlerin ise vatandaşlarımıza hizmeti esas alan bir anlayışla kullanılması en temel önceliğimiz olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Eğitime ayırdığımız bütçe kaynaklarını, 2020 yılında 176,1 milyar liraya çıkarıyoruz”
Türkiye’nin beşeri kapasitesinin güçlenmesine yönelik tüm kademelerde kapsayıcı ve kaliteli eğitim hamlesiyle bilgiyi ekonomik ve sosyal faydaya dönüştüren, teknoloji kullanımına ve üretime yatkın, nitelikli ve mutlu bireylerin yetiştirilmesinin her zaman temel öncelikleri olduğunu söyleyen Fuat Oktay, “Hükümetlerimiz döneminde temel kamu hizmeti olarak gördüğümüz eğitim hizmetlerinin yaygın ve erişilebilir olması doğrultusunda önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Öğretmen sayıları artırılmış, başta kız çocukları ve dezavantajlı öğrenciler olmak üzere eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranlarında artış sağlanmış ve derslik başına düşen öğrenci sayısı önemli ölçüde azaltılmıştır. Eğitime ilişkin hareket noktamız; ‘Güçlü öğretmen, güçlü gelecek’tir. Eğitim, bizim için her zaman bir ülke ve millet ödevidir.
2020 yılı bütçemizde de eğitime her zamanki gibi büyük önem veriyoruz. Eğitime ayırdığımız bütçe kaynaklarını, 2020 yılında 176,1 milyar liraya çıkarıyoruz. Böylelikle bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 16,1’ini tek başına eğitime ayırıyoruz.
Bütçemizde eğitimin her kademesinde niteliğin artırılmasına yönelik; tekli eğitime geçilmesi, okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması, mesleki ve teknik eğitim atölye ve laboratuvarlarının modernizasyonu, tasarım ve beceri atölyelerinin kurulması, öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin desteklenmesine yönelik yapacağımız yatırımlar, 2020 yılında ön plana çıkacaktır. Buna ilaveten, 2020 yılı bütçemizden öğrencilerimize doğrudan nakdi ve ayni olarak önemli destekler sağlamaya devam ediyoruz. Bu kapsamda tahsis edilen ödenek tutarı 26,4 milyar liradır. 2 milyon öğrencimizin faydalandığı burs ve öğrenim kredisi için 12,5 milyar lira, 1 milyon 315 bin öğrencimizin faydalandığı taşımalı eğitim ve yemek yardım programı için 4,5 milyar lira, 403 bin engelli evladımızın faydalanacağı eğitim programları için yaklaşık 3,7 milyar lira, öğrencilerimize destekleme ve yetiştirme kursu çerçevesinde 1,8 milyar lira, özel okullara giden yaklaşık 160 bin öğrencimize eğitim öğretim desteği kapsamında 804 milyon lira, pansiyonlarda barınan 353 bin öğrencimize barınma desteği olarak 1,2 milyar lira, üniversitelerde harcı kaldırmamız sonucunda 2 milyon 186 bin üniversite öğrencisi için üniversitelerimize 602 milyonlira, ücretsiz kitap desteği kapsamında 1,3 milyar lira destek verilecektir” açıklamasında bulundu.
“Sağlığa 2020 yılı bütçesinde 188,6 milyar lira kaynak ayıracağız”
Gerçekleştirilen reformlarla vatandaşlara sunulan sağlık hizmetinin kalitesini artırdıklarını ve her bir vatandaş için ulaşılabilir hale getirdiklerini kaydeden Fuat Oktay, “Toplumumuzda sağlıklı nesillerin yetişmesi için sağlık alanındaki harcamalarımızı da yıllara sari olarak yükselttik. Sağlığa 2020 yılı bütçesinde 188,6 milyar lira kaynak ayıracağız. Böylece, 2002 yılında yüzde 11,3 olan sağlık harcamalarının bütçe içerisindeki payını 2020 yılında yüzde 17,2’ye çıkarıyoruz. Bu kapsamda 2020 yılında tedavi harcamaları için 98,4 milyar lira, ilaç harcamaları için 47,3 milyar lira, aile hekimliği için 10,5 milyar lira kaynak ayırmış durumdayız” dedi.
“2020 yılında merkezi yönetim bütçesinden yatırımlara 64,1 milyar lira kaynak ayırdık”
2020 yılında özel sektörün yenilikçi ve üretken yatırımlarını teşvik edecek altyapı yatırımlarını desteklemeye devam edeceklerini ifade eden Fuat Oktay, “Bu çerçevede, 2020 yılında merkezi yönetim bütçesinden yatırımlara 64,1 milyar lira kaynak ayırdık.
Yerel yönetimlere verdiğimiz önem doğrultusunda iktidarımız döneminde yerel yönetimlere bütçeden ayrılan kaynak miktarı da artırılmıştır. Bu kapsamda büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayırdığımız kaynağı 2019 yılı bütçesine göre yüzde 18,2 artırarak 97,3 milyar lira seviyesine ulaştırıyoruz.
Ekonomi politikamızın önemli eksenlerinden birini de bölgesel ve kırsal kalkınma oluşturmaktadır. Hükümetlerimiz döneminde özel amaçlı bölgesel ve kırsal kalkınma projelerine önceki dönemlere göre çok daha fazla kaynak ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. Köylerin altyapısını güçlendirmek amacıyla oluşturduğumuz KÖYDES projesi için 1,5 milyar lira, belediyelerin su ve kanalizasyon altyapılarını güçlendirmek amacıyla oluşturduğumuz SUKAP projesi için 837 milyon lira, sokak aydınlatmaları için 2,4 milyar lira kaynak ayırıyoruz” şeklinde konuştu.
“Bütçemizde sosyal harcamalar için ayırdığımız kaynak miktarını 69,5 milyar liraya”
Sosyal yardımlar alanında reform olarak nitelendirilebilecek birçok yeni uygulamayı hayata geçirdiklerini ve sosyal yardım programlarını çeşitlendirdiklerini belirten Fuat Oktay, “Bu kapsamda 2020 yılı bütçemizde sosyal harcamalar için ayırdığımız kaynak miktarını 69,5 milyar liraya çıkardık. Bu tutar 2020 yılı bütçesinin yüzde 6,3’üne denk gelmektedir. 2002 yılında bu oran yüzde 1,3 ve ayrılan kaynak ise sadece 1,6 milyar liraydı. 2020 yılında; ödeme gücü olmayan vatandaşlarımızın sağlık giderlerini karşılamak amacıyla 13,4 milyar lira, 65 yaş üstü yaşlılarımız, bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlarımız ve engelli vatandaşlarımızın yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 11,6 milyar lira, engelli vatandaşlarımızın evde bakımına destek amacıyla 9,4 milyar lira, yoksul ailelere elektrik tüketim desteği kapsamında 1,8 milyar lira, ekonomik yoksunluk içinde olan çocuk ve gençlerimizin aileleri yanında yetişmelerine imkân sağlayan sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 1,6 milyar lira kaynak ayırdık” ifadelerini kullandı.
“Kadın işgücüne katılım oranını ise yüzde 38,5’e yükseltmeyi hedefliyoruz”
Kadının konumunun güçlendirilmesinin temel politikalarından birisi olduğunu, bu kapsamda; eğitim, sağlık, ekonomi, karar alma mekanizmalarına katılım temel eksenleri üzerine inşa edilen Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı uygulamaya devam etiklerini kaydeden Fuat Oktay, “Kadın girişimciliğini geliştirmeye yönelik olarak kadın kooperatifçiliğini destekleme konusunda yeni adımlar atıyoruz. 81 ilimizde kadın kooperatifçiliği çalışma grupları oluşturduk.
Teşvik ve desteklerimizin de etkisiyle, 2023 yılında kadın istihdam oranını yüzde 34’e; kadın işgücüne katılım oranını ise yüzde 38,5’e yükseltmeyi hedefliyoruz.
Kadına yönelik şiddete karşı mücadelemizi ‘Sıfır Tolerans’ anlayışıyla sürdürüyoruz.
Bu çerçevede, ‘Mercan Seferberliği’ni başlatarak; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler, Adalet, İçişleri, Millî Eğitim, Sağlık Bakanlıklarımız ve Diyanet İşleri Başkanlığımız bir araya gelerek 2020-2021 Koordinasyon Planımızı hazırlamıştır.
81 ilde hizmete açtığımız Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezlerinden bugüne kadar toplamda 514 bin kişi yararlanmıştır” dedi.
“Bin 220 adet gençlik ve spor tesisi projesinden 962 tanesi tamamlanarak hizmete sunulmuştur”
Gençlerin, serbest zamanlarının değerlendirilmesi, kişisel ve sosyal gelişiminin desteklenmesi, zararlı alışkanlıklardan korunması ve karar alma süreçlerine aktif katılımlarına imkân sağlanmasına yönelik çalışmaların da aralıksız devam ettiğini belirten Fuat Oktay, “Gençlerimize bağımlılığın her türüyle mücadele hakkında seminer ve eğitimler verilmekte, bağımlılıkla mücadele konusunda projeler desteklenmektedir. Üniversite öğrencilerimizin ekonomik olarak desteklenmesi ve modern ortamlarda barındırılması ile sağlıklı ve dengeli beslenmelerinin sağlanması için çalışmalarımız sürdürülmektedir. Spor alanında ise stadyumlar, yüzme havuzları, gençlik merkezleri, spor salonları, atletizm pistleri ve benzeri gençlik ve spor tesislerinin yapımı ve mevcut tesislerin modernizasyonları gerçekleştirilmektedir.
Yatırım programında bulunan 37 adet stadyum, 294 adet spor salonu ve 79 adet yüzme havuzu olmak üzere bin 220 adet gençlik ve spor tesisi projesinden 962 tanesi tamamlanarak hizmete sunulmuştur” diye konuştu.
“Tarım ve ormana ayırdığımız kaynağı 40,3 milyar liraya çıkartıyoruz”
Tarım ve orman alanının her zaman önem verdikleri alanların başında geldiğinin altını çizen Fuat Oktay, “Üreticimizin en önemli sorunu olan mazot kullanımını azaltarak yüzde 90’a varan tasarruf sağlayan, yüzde yüz yerli ve çevreci Elektrikli Traktör Prototipini geliştirdik; buna benzer çalışmalarımızı artıracağız. 2020 yılında bütçemizden tarım ve ormana ayırdığımız kaynağı 40,3 milyar liraya çıkartıyoruz. Bu kapsamda; tarımsal destek programları için 22 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 5,1 milyar lira, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT’lerin finansmanı ve ihracat destekleri için 6,3 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Tarımsal destek programları için ayırdığımız kaynağı 2019 yılı ödeneklerine göre yüzde 36,7 oranında artırarak 22 milyar liraya çıkarmaktayız” şeklinde konuştu.
“Fatih ve Yavuz gemilerimiz, Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine devam etmektedir”
Türkiye’de artan enerji talebinin sorunsuz karşılanması amacıyla, milli kaynakların öncelikli kullanılması hususuna dikkat ederek tüm enerji kaynaklarını milletin hizmetine sunmak için çalışmaların sürdüğünü belirten Fuat Oktay, “Bu kapsamda, enerjinin yüksek verimle kullanılması, arz güvenliğinin tahkim edilmesi ve cari açığın azaltılmasına katkı sağlanması amacıyla yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızı azami ölçüde değerlendirmekteyiz. Hazar’dan İtalya’ya uzanan TANAP ile Asya’yı Avrupa’ya bağlayarak bölgede enerji üssü olma yönündeki iddiamızı gerçekleştirmeye devam etmekteyiz.
Ülkemize ve Avrupa’ya doğal gaz arz edecek TürkAkım projesinin de inşaat ve imalatı tamamlanmıştır. Fatih ve Yavuz gemilerimiz, Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerine devam etmektedir. Milli gemilerimiz ile 2020 yılı içerisinde 5 kuyu daha açarak petrol ve doğal gaz arama faaliyetlerinde aktif bir strateji izlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“
Reel kesim destekleri için bütçeden 44,5 milyar lira kaynak ayırdıklarını söyleyen Fuat Oktay, “Böylece son iki yıl içinde önemli ölçüde arttırdığımız reel sektör desteklerine 2020 yılında da devam ederek özel sektör aracılığıyla büyüme stratejimizi sürdürmekteyiz.
Büyüme ve istihdam alanlarında olumlu sonuçlarını hep beraber gördüğümüz sosyal güvenlik işveren prim desteklerine reel sektör destekleri içerisindeki en büyük payı vermeye devam ediyoruz. Bu çerçevede, 2020 yılında işletmelerimiz tarafından sosyal güvenlik kurumuna ödenmesi gereken 25,3 milyar lira tutarındaki işveren primini bütçemizden karşılamaktayız.
Ekonomiyi canlandırmak için aldığımız tedbirler kapsamında Hazine destekli kefaletle sağlamış olduğumuz krediler çerçevesinde 2020 yılı bütçesinde 5 milyar lira kaynak ayırdık.
İhracatçımızın rekabetçi gücünü artırmak amacıyla bütçeden ihracat destekleri kapsamında 3,8 milyar lira harcamayı hedeflemekteyiz.
Tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerimizin ihtiyaç duyduğu finansmanı düşük maliyetle karşılaması için Ziraat Bankası aracılığıyla tarımsal kredilere verdiğimiz faiz destek tutarını yaklaşık yüzde 23 oranında artırarak 4,2 milyar liraya çıkarmaktayız.
Esnafımızın finansmana erişimini sağlamak ve finansman maliyetlerini düşürmek en önemli önceliklerimizden biri olmuştur. 2020 yılında bu amaçla Halk Bankası aracılığıyla kullandıracağımız esnaf kredileri için faiz desteği olarak 2,2 milyar lira kaynak ayırdık.
Genç girişimcilerimizin desteklenmesi ve KOBİ’lerimizin markalaşması, kurumsallaşması, dijitalleşmesi, Ar-Ge faaliyetlerinin geliştirilmesi, üretim kapasitelerinin artırılması, katma değerli yüksek teknolojinin KOBİ’ler vasıtasıyla tabana yayılması, yenilikçi ve rekabetçi bir yapıya ulaşmalarını sağlamak amacıyla KOSGEB bütçesine 1,4 milyar lira ayırmaktayız.
Ülkemizde sanayiinin gelişmesi ve üretim kapasitesinin artırılması amacıyla 2020 yılı bütçesinden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız aracılığıyla kullandırılmak üzere teşvik ödemeleri kapsamında 1 milyar liralık kaynak ayırdık.
Bütçemizden başta TÜBİTAK olmak üzere kamu ve özel sektör Ar-Ge harcamalarına destek sağlarken, diğer taraftan vergi ve diğer mevzuat düzenlemeleri vasıtasıyla özel sektör Ar-Ge yatırımları için önemli katkı veriyoruz. Bu amaçlarla 2020 Yılı Bütçemizde yaklaşık 5,5 milyar lira kaynak ayırmaktayız” açıklamasında bulundu.
“2020 yılı sonunda bütçedenkarşılanan toplam devlet katkısı tutarı 25,6 milyar liraya ulaşacak”
Yatırımların güvenli ve sürdürülebilir kaynaklarla finansmanı çerçevesinde yurtiçi tasarruf oranının artırılmasının Hükümetin ekonomi politikasının önemli bileşenlerinden biri olduğunu ve yurtiçi tasarrufların artırılması yoluyla sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlamayı hedeflediklerini ifade eden Fuat Oktay, “Bu amaçla attığımız adımlardan birisi de 2013 yılı itibarıyla geçiş yaptığımız Bireysel Emeklilik Sisteminde Doğrudan Devlet Katkısı Sistemidir. 2020 yılında Bireysel Emeklilik Sistemi kapsamında bütçeden aktarılacak devlet katkısı tutarının 5,1 milyar liraya ulaşmasını öngörüyoruz. Böylece 2020 yılı sonunda bütçeden karşılanan toplam devlet katkısı tutarı 25,6 milyar liraya ulaşmış olacaktır” diye konuştu.
“Kamu görevlilerimizin aylık ve ücretlerinde enflasyonun oldukça üzerinde artış sağladık”
2002 yılı sonundan bu yana kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarında ciddi iyileşmeler sağladıklarını, onların yaşam standartlarını yükselttiklerini ve yükseltmeye de devam edeceklerini belirten Fuat Oktay, “2002-2019 Ekim döneminde kamu görevlilerimizin aylık ve ücretlerinde enflasyonun oldukça üzerinde artış sağladık. Bu kapsamda; aile yardımı ödeneği dâhil en düşük memur maaşı 2002 Aralık ayında 392 lira iken 2019 Ekim ayında 3bin 707 liraya çıkarıldı, artış oranı yüzde 846’ya ulaştı.
Aile yardımı ödeneği dâhil ortalama memur maaşı 2002 Aralık ayında 578 lira iken 2019 Ekim ayında 4 bin 483 liraya çıkarıldı, artış yüzde 676’ya ulaştı. Muhtar aylığı 2002 Aralık ayında 97 lira iken 2019 Ekim ayında 2 bin 27 liraya çıkarıldı, artış yüzde bin 982’ye ulaştı.
Güvenlik korucularının ücretleri 2002 Aralık ayında 236 lira iken 2019 Ekim ayında 2 bin 162 liraya çıkarıldı, artış yüzde 815’e ulaştı” şeklinde konuştu.
“2020 yılında da yeni reform paketleriyle sistemimizi daha güçlü hale getirmeyi hedeflemekteyiz”
Demokrasilerde iyi işleyen bir yargı sisteminin varlığının tartışılmaz bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Fuat Oktay, “Bu, aynı zamanda sosyal ve ekonomik kalkınmanın da vazgeçilmez gereğidir. Malumunuz olduğu üzere Yargı Reformu Strateji Belgesi 30 Mayıs 2019 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Strateji Belgesi, toplumsal taleplerin karşılanmasını, vatandaşlarımızın etkili ve daha kaliteli adalet hizmetini makul sürede alabilmelerini sağlamak amacıyla katılımcı bir anlayışla hazırlanmıştır. Açıklanmasından itibaren Belge’ye yönelik yoğun toplumsal ilgi doğru istikamette olduğumuzu göstermiştir.
Yüce Meclisimizin siz değerli üyelerinin destekleriyle Belge’de öngörülen hedeflerin gerçekleştirilmesi amacıyla hazırlanan birinci yargı paketi yasalaşmıştır. Bu paket kapsamında birçok yenilik getirilmiştir. İfade özgürlüğünün güvencesinin artırılması, soruşturma aşamasında tutukluluk sürelerine azami sınır getirilmesi, hukuk mesleklerine giriş sınavının getirilmesi, yeni muhakeme ve yargılama usullerinin getirilmesi ve avukatlara hususi damgalı pasaport verilmesi bu yeniliklerden bazılarıdır. 2020 yılında da yeni reform paketleriyle sistemimizi daha güçlü hale getirmeyi hedeflemekteyiz. Bu konudaki kararlığımız tamdır” ifadelerini kullandı.
“Suriye meselesi, en hayati dış politika başlıklarından birisi”
Sahada ve masada güçlü olmaya dayanan girişimci ve insani dış politikayı, millî menfaatlere, bölgenin ve dünyanın barış ve istikrarına ve Türk milletinin refah ve huzuruna odaklanan bir yaklaşımla uygulamaya devam edeceklerini söyleyen Fuat Oktay, “Dünya, küresel düzeyde istikrarsızlık, belirsizlik ve ciddi sınamalarla mücadele halindedir.
Böylesi bir ortamda hayata geçirdiğimiz insani dış politika ve Cumhurbaşkanımızın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ söylemiyle küresel sistemin çarpıklıklarına Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üzerinden yönelttiğimiz eleştiriler, dünya çapında yankı bulmuştur. Suriye’de yaşanan insani krize karşı yürüttüğümüz açık kapı politikası ve dünya mazlumlarına her şartta kol kanat geriyor olmamız var olan ezberleri bozmuştur.
Suriye meselesi, en hayati dış politika başlıklarından birisi olarak gündemimizdeki yerini korumaktadır. Ülkemizde bulunan sığınmacıların ülkelerine gönüllü ve güvenli geri dönüşleri, ancak Suriye’nin yeniden huzura, güvene ve istikrara kavuşmasıyla mümkündür.
Barış Pınarı Harekâtı ile ülkemizin güvenlik endişelerinin giderilmesi, bölge halkının PKK-YPG-PYD ve DEAŞ baskısından kurtarılması ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine güven içerisinde dönmeleri için uygun ortamın oluşturulması, Suriye’nin toprak bütünlüğünün muhafazasına katkı verilmesi hedeflenmiştir.
Bu doğrultuda 4 bin kilometrekareyi aşkın alanı bilfiil terörden arındırdık ve sahadaki kararlı duruşumuzu diplomatik hamlelerle perçinledik. Aynı zamanda ABD ve Rusya ile sağlanan mutabakatlarla harekâtın meşruiyetinin tescil edilmesini ve güvenli bölgenin tanınmasını sağladık.
Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde terörle mücadelemiz bu alanda terör tamamıyla temizlenene kadar sürecektir. Bu vesileyle tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize ise hayırlı ve uzun ömürler diliyorum” açıklamasında bulundu.
“Türkiye ne Kıbrıs’ta, ne Ege’de, ne de Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarından en küçük bir taviz vermeyecektir”
Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’de son dönemde tırmanan hidrokarbon kaynaklarının paylaşım sorununa karşı tavizsiz politika izlediğini belirten Fuat Oktay, “Bu konudaki kararlılığımızı, etkin diplomatik girişimlerimiz yanında sahada arama faaliyetlerimiz dâhil uygulamalarımızla da gösteriyoruz.
Libya ile imzaladığımız ‘Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’ ile karşılıklı iki kıyıyı dostluk köprüsüyle birbirine bağlamış durumdayız Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilip Sayın Cumhurbaşkanımızın onayının ardından Resmi Gazete’de yayımlanan bu anlaşma, dün itibariyle Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi tarafından da onaylanmıştır.
Türkiye ne Kıbrıs’ta, ne Ege’de, ne de Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarından en küçük bir taviz vermeyecektir. Ülkemiz, bölgede yaşanan belirsizliklerden yakından etkilenirken Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve NATO gibi kuruluşlar bu süreçte Türkiye’ye karşı üzerlerine düşen sorumluluklarını yerine getirmemişlerdir. Tüm bunlara rağmen Cumhurbaşkanımızın liderliğinde devletimiz ‘kendi göbeğini kendi kesmeyi’ bilmiş, uluslararası alanda söz sahibi, güçlü bir aktör haline gelmiştir. Milletimizin topyekûn desteğiyle yurt içinde ve yurt dışında terörle kararlılıkla mücadele etmeye devam ediyoruz.
Güvenlik güçlerimiz ve silahlı kuvvetlerimiz etkin, caydırıcı ve saygın nitelikleriyle yurt içinde Kıran ve yurt dışında da Pençe gibi operasyonları başarıyla sürdürerek terör tehdidini kaynağında yok etmektedir.
Türk milletine ihanet eden FETÖ üyeleri gibi yurt dışına kaçarak kurtulacağını zanneden hainler de Türk adaletine hesap vermekten kaçamamaktadır. Nerede olurlarsa olsunlar bulup adalete teslim etmeye devam edeceğiz. Artık başka ülkelerin belirlediği çerçevede değil kendi menfaatleri çerçevesinde hareket eden; hem masada hem sahada kazanan bir Türkiye vardır. Bundan sonra da bölgemizde ve dünyada, ecdadımızın, medeniyetimizin bize işaret ettiği insan odaklı politikalarımızı uygulamayı sürdüreceğiz. Yurt içinde ve yurt dışında terörle kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
“Sanayi’nde yerlileşme ve millileşme hamlemiz 2020 bütçe döneminde de güçlenerek sürecektir”
Savunma sanayinde yaşanan gelişmelere değinen Fuat Oktay, “Milli güvenliğimizin temini maksadıyla milli savunma sanayimizin gelişiminin ne denli önemli bir mesele olduğu son yıllarda yaptığımız yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda kendini bir kez daha göstermiştir. Son yıllarda Savunma Sanayii Başkanlığımızca yürütülen projeler ordumuzun ve güvenlik güçlerimizin her geçen gün gelişimine katma değer sağlamaktadır.
Savunma sanayii ciromuz 2002 yılında 1 milyar dolar düzeyinde iken günümüzde 8 milyar 760 milyon dolara ulaşmıştır. Dünyanın en büyük 100 savunma sanayii şirketi arasında bu yıl itibariyle 5 Türk şirketi yer almaktadır.
Savunma ve havacılık ihracatımız, 2018 yılı sonunda 2 milyar 188 milyon dolara ulaşmıştır. 2019 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla kıyasla da yüzde 37,7’lik bir artış sağlanan ihracatımızın yılsonunda rekor bir düzeyde gerçekleşmesini beklemekteyiz.
Yurt içinde ve yurtdışında ordumuz ve güvenlik güçlerimizce teslimatı gerçekleşen yerli taarruz helikopterimiz ATAK’ın sayısı 50’yi aşmış, özgün genel maksat helikopterimiz GÖKBEY de ilk uçuşunu gerçekleştirmiştir. ANKA insansız hava aracı hizmete devam ederken, AKINCI taarruzi insansız hava aracı ise test uçuşlarına başlamıştır. Yüksek faydalı yük kapasiteli insansız hava aracımız AKSUNGUR ise bu yılsonu itibariyle kullanıma hazır hale gelecektir.
Bunların yanında, Milli gemimiz MİLGEM’in dördüncüsü TCG Kınalıada, yerli gemisavar füzemiz ATMACA silah sistemi entegre edilmiş halde, bu yıl içerisinde Deniz Kuvvetlerimize teslim edilerek göreve başlamıştır. TCG Anadolu çıkarma gemimiz ise suya indirilmiştir.
Savunma sistemleri üzerine çalışmalarımız da yoğun şekilde devam etmektedir. Savunma Sanayi’nde yerlileşme ve millileşme hamlemiz 2020 bütçe döneminde de güçlenerek sürecektir” diye konuştu.
“Gelir politikaları ve uygulamaları”
Konuşmasında gelir politikaları ve uygulamaları hakkında milletvekillerine bilgi veren Fuat Oktay, “2020-2022 döneminde kamu gelir politikalarımızı büyümenin desteklenmesi, kamu harcamaları için finansman sağlanması, kalkınma ve gelir adaletinin desteklenmesi, ekonomimizin rekabet gücünün artırılması ve yurt içi tasarruflara katkı sağlanması hedefleri doğrultusunda yürüteceğiz.
Ağustos 2018’de başlayan spekülatif kur saldırılarına karşılık hükümetimizin proaktif bir yaklaşımla gelir politikalarıyla ilgili aldığı tedbirler ekonominin canlanması için hayati rol oynamıştır. Bu uygulamalarımızın başında, akaryakıt ürünlerine yönelik uygulanan tavan fiyat sistemi olan eşel mobil sistemi gelmektedir. Petrol fiyatları veya döviz kurları kaynaklı akaryakıt fiyatlarının artması durumunda ÖTV tutarının bu artış kadar azaltılması yoluyla pompa satış fiyatlarını belirli seviyelerde tuttuk. Bu politikayla vatandaşlarımız ve üreticiler için fiyat yükünü azaltmanın yanı sıra belli oranda kamu gelirinden vazgeçerek enflasyonun aşağıya inme sürecine önemli oranda katkı sağladık. Buna ilaveten, 2019 yılında ekonomik aktivitenin daha da canlanması için bir yıl süreyle uygulanmak üzere, tapu harcında yüzde 25 indirim sağladık, konut ve bazı işyerleri alımında KDV’yi yüzde 18’den yüzde 8’e düşürdük. Beyaz eşya alımlarında ÖTV’yi sıfırladık, mobilyada KDV’yi yüzde 18’den yüzde 8’e düşürdük. Ocak-Haziran dönemi için 6 aylık uygulanmak üzere, otomobil alımlarında yaklaşık yüzde 30 indirim sağladık. Ticari araç alımlarında KDV’yi yüzde 18’den yüzde 1’e düşürdük” şeklinde konuştu.
“KOBİ’lerden istenen teminat maliyetlerini hafifleteceğiz”
Bütçe disiplininden taviz vermeden belirli vergi indirimleriyle büyümeyi ve dezenflasyon sürecini destekledikleri gibi, bütçenin gelir performansını yükseltmek amacıyla kalıcı gelir kaynakları ile vergi tahsilatında etkinliğin artırılması için çalışmaları devam ettirdiklerini belirten Fuat Oktay, “Bu çerçevede, kalkınma hedeflerimizle uyumlu şekilde ihracat odaklı ve teknoloji tabanlı bir üretim modeline geçmeyi öngörmekteyiz. Bu doğrultuda yüksek katma değerli üretime, nitelikli istihdama ve ihracata dayalı bir büyüme modeli için 2019 yılında imalat sektörüne yönelik ilave destekler sağladık.
Önümüzdeki dönemde de ekonomi genelindeki rekabet ve verimliliği artırmak üzere yüksek katma değerli üretim ve ihracatı artırmak için düzenlemeler yaparak ekonomide öngördüğümüz yapısal dönüşümün temellerini sağlamlaştıracağız. Buna yönelik olarak imalat sanayinde finansmana erişim kanallarını artıracağız. KOBİ’lerden istenen teminat maliyetlerini hafifleteceğiz. Kredi Garanti Fonu uygulamasını sanayi odaklı olarak geliştireceğiz. Katılım bankacılığı enstrümanları ve bireysel emeklilik fonlarının sanayi projelerine yatırım yapmasına yönelik düzenlemeleri uygulamaya koyacağız” ifadelerini kullandı.
“2020 yılı bütçemizin nihai amacı vatandaşlarımızın refahını artırmak”
Fuat Oktay, konuşmasını şöyle tamamladı:
“2020 yılı Merkezi Yönetim Bütçemiz, küresel düzeyde finansal dalgalanmaların ve ticaret savaşlarının yaşandığı, ülkemizin jeopolitik risk ve tehditlere maruz kaldığı bir ortamda hazırlanmıştır.
Önümüzdeki dönemde de 11. Kalkınma Planı ve Yeni Ekonomi Programı’nda ortaya konulan hedeflere ulaşmak üzere 2020 yılı bütçemizde olduğu gibi, gerekli kaynakları kademeli bir biçimde ayıracak ve bütçenin büyümeyi ve kalkınma hedeflerimizi desteklemesine yönelik politikalarımızı sürdüreceğiz. Yeni Hükümet Sisteminin getirdiği avantajları da kullanarak kamu yönetiminin ve kamu maliyesinin etkinliğinin daha da artırılmasını sağlayacağız.
2020 yılı bütçemizin nihai amacı vatandaşlarımızın refahını artırmak ve onlara daha hızlı ve kaliteli hizmet sunumunu sağlamaktır.
Uluslararası alanda ise Hükümetimizin tüm dönemlerinde olduğu gibi, bu dönemde de ülkemiz bölgesinde yükselen ekonomik ve siyasi bir güç olmaya devam etmektedir.
Bütçeyi, mali disiplinden taviz vermeyeceğimiz, kamu gelirlerinin artırılacağı, kamu harcamalarında etkinliğin sürdürüleceği ve tasarrufların üretken alanlara yönlendirileceği bir yapı üzerine inşa ettik.”
Derya Yetim – Ömer Çetin