GİZLENEN GERÇEKLER: İFLAS EŞİĞİNDEKİ EKONOMİ | MURAT MURATOĞLU – OĞUL AKTUNA
Alışılmışın dışında bir dönemden geçiyoruz. Aslında böyle bir dönemi gözlemek, derbi maç seyretmek gibi… Neler olabileceğini kestirmek çok zor.
Hem içeride hem dışarıda işler arapsaçına dönmüş durumda. Tam bir kısırdöngü… Sorunlar üst üste biniyor… Bu durum belirsizliği ve kırılganlığı her geçen gün artırıyor.
Ekonomide önemli olan hikâye, beklenti yaratmak ve bunu pazarlamaktır. Bizde peydahlanmış beklenti ne? Çöken ekonomi!
Kendinizi parası olan iş adamı yerine koyun. Ne yapacaksınız? Yatırım yapıp işi büyütseniz, paralar geri dönmeyecek. Krediler ödenemeyecek. Faizler de artıyor.
Yani yapılan yatırımın, yatırılan paranın maliyeti her geçen gün yükselecek. Durum bu…
Nitekim ülkede para politikasını bağımsız Merkez Bankası değil, yönetim belirliyor. Kullan-at modeliyle yönetilen Merkez Bankası harekete geçmek için emir bekliyor.
Oyuncak olmuş bir para birimi ve fakirleşen bir halk… Ekonomik programlar, demokratik yönetimin hüküm sürüdüğü ülkelerde önem taşır.
Teknik olarak döviz rezervlerinin tüketilmesi, zayıf para politikası güvenilirliği, negatif reel faizler ve güçlü kredi teşvikleri ile yaşanan parasal genişleme, dış finansman risklerini ağırlaştırdı.
Kötü yönettiğin belli olmasın diye sayılarla oynarsın, suni olarak baskılarsın, hesaplama yöntemlerini değiştirir öyle yayınlarsın. Sonrasında geldiğimiz yer burası… Her şey daha pahalı…
Türkiye’de her şeyin mega, devasa, battal boy yapılması makbuldür. Bize de küçük kriz yakışmazdı. Buyurun size ülke tarihinin yaşadığı krizlerin en ağırı!