Tüm dünya koronavirüsle mücadelesini sürdürürken, salgının önümüzdeki dönemde dünya ekonomisinde nasıl bir etki bırakacağı tartışılıyor. 2008’deki ekonomik krizle kıyaslanan salgının, dünya düzenini değiştireceği değerlendirmeleri yapılırken, konuyu uzmanlarına sorduk. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Seyfettin Erdoğan, “Türkiye, ‘korona’ sonrası oluşacak yeni dünya düzeninde ileri teknolojiye, ilaç sanayisine ve tıbbi malzemelere yatırım yapmalı. Artık kimyasal ve biyolojik silah ve ileri teknoloji üreten ülkeler ayakta kalacak. Önümüzdeki dönemde buna benzer olayları görmemiz mümkün olduğundan şimdiden hazırlık yapmalıyız. Bu dönemde güçlü olan, aynı zamanda gelecek yıllarda ortaya çıkacak yeni yapılanmalarda baş aktör olacak” dedi.

AĞIR CEZALAR GETİRİLMELİ
Yaşanan olayın küresel bir krizi de ortaya çıkardığını anlatan Erdoğan, “Çok mal ürettiniz ama satacağınız ülke yoksa, işler kötüye gidebilir. Yeni dönemde ülkelerin tek başına başarılı olması mümkün değil. Çin her ne kadar ‘virüsten kurtulduk’ dese de çok güvenli değil. İtibar görmüyor. Daha önce Çin’e olan talep Türkiye’ye yönelmeye başladı” diye konuştu. Finans, ilaç sanayisi, teknoloji ile beraber tarım ve hayvancılığın da önemli olduğunun görüldüğünü kaydeden Erdoğan, “Türkiye bu alanda kendi kendine yeten bir ülke ama tarım politikaları yeniden gözden geçirilmeli. Böyle dönemlerde ürün fiyatlarını devlet regüle etmeli. Kriz dönemlerinde ‘ekonomide yeni suçlar’ diye bir kavram çıkmaya başladı. ‘Finansal suç’ adını veriyoruz. Stokçuluk, istifçilik, tefecilik gibi suçlar modern hukukta vardı. Bunların ağır cezalara çarptırılması yasal çerçevede yeniden düşünülmeli” ifadelerini kullandı.
SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü Nurullah Gür ise önümüzdeki dönemde küresel düzeyde özellikle hizmet sektöründe ciddi işsizlik yaşanacağını ifade etti.

ASYA’DAKİ ŞİRKETLER TAŞINABİLİR
Gür, şöyle konuştu: “Uzaktan çalışma modelleri yaygınlaşacak. Batılı çok uluslu şirketler büyük ihtimalle Doğu Asya’daki fabrikalarını başka bölgelere kaydırmayı düşünecek. Alternatif kıtalardaki gelişmekte olan ülkeler de olabilir kendi ülkelerine de taşıyabilirler. Burada üç unsur öne çıkacak. İnsan kaynağı, üretim kapasitesi ve lojistik. Bu açıdan Türkiye de uzun vadede alternatif olarak düşünülebilir.”

Türkiye Gazetesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir