İş adamı Kutlu Özdemir, Covid-19 sürecinde iş dünyasının mevcut durumu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. “Dünya genel olarak ekonomik bir kasvetin içinde. Türkiye’de de bu kasveti derinden hissediyoruz. Pandemi, bu kasveti daha da büyüttü.” Diyen Özdemir, şöyle devam etti; “İnsanlar eve kapanırken, iş dünyasında bazı sektörler yeni fırsatlar yakaladı, bazıları da ciddi bir darboğaza girdi. Örneğin; dijital sistemler üzerinden faaliyet gösteren firmalar büyük bir avantaj sağladı. Sanal platformlarda harcanan zaman ve para arttı. İnsanlar; sosyal medya platformlarında, mobil cihazlarında, bilgisayarlarında ve dijital oyunlarda daha fazla vakit geçirmeye başladı. Artık insanlar hayatlarının önemli bir bölümünü sanal alemde geçiriyor. Bu durum iş dünyası için bazı mesajlar veriyor! Sanal dünyada gerçek gelir sağlayan firmaların sayısı giderek artıyor. Bu sebeple iş dünyası pandemiye göre rota çiziyor diyebiliriz.”
“Artık eski normal olmayacak”
“Artık eski normal olmayacak” Özdemir, “Covid-19’un ekonomik etkisi giderek yaygınlaşırken, yeni normal dönemde yeni iş kolları göreceğiz. Online platformlar daha fazla kazanacak. Sanal faaliyetlerden para kazanmak isteyen şirketlerin sayısı giderek artacak. Bu, herkesin bu arenada profesyonel bir oyuncu olacağı anlamına gelmiyor. Ama her iş kolunda ve her sektörde faaliyet gösteren firmalar bu rotaya göre bir yol haritası belirlemek zorunda” şeklinde konuştu.
Pandeminin, şirketlerin dijitalleşmesinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade eden Kutlu Özdemir, özellikle KOBİ’lerin dijitalleşme sürecinde hızlı hareket etmesi gerektiğini söyledi. Bu süreçte efektif çözümlerle aktif rol alan işletmelerin rekabette bir adım öne çıktığını vurgulayan Özdemir, şöyle devam etti; “Koronavirüs pandemisinde ikinci bir dalga olursa -ki bu çok muhtemel- şirketler bu dalgada yine tutunacak dal arayacak. Devlet, şirketlere bir yere kadar destek olabilir. Bu sebeple iş dünyası afet veya kriz senaryolarını güncellemeli; kendilerine yeni normal düzene göre yeni bir rota çizmelidir.”
“Devlet, belirsizliklerle ilgili adım atmalı”
Özdemir, “Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde sosyal hareketliliğin bu kadar durgunlaştığı bir dönem hiç olmamıştı.” sözlerini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı; “Güvensiz çalışma ortamı, istikrarsız finansal yapı ve toplumdaki duygusal travmalar her ölçekti firma için riskler içeriyor. Bu sebeple ekonominin lokomotifi olan iş dünyası, Covid-19 sonrası dönemde eski normal dönemdeki istikrarlı finansal yapılarına ulaşmaya çalışıyor. Pandemi süreci ile birlikte şirketlerin; kriz yönetimi, işgücü istihdamı, operasyonların kurgulanması, tedarik zincirini koruma, finans ve likidite sorunları, vergi handikabı, ticari kaygılar, stratejik kararlar ve marka prestijini koruma gibi sorumlulukları ve endişeleri daha da arttı. Yeni normal dönemde bu sorumluluklara ve kaygılara göre yeni bir rota çizmek zorundalar. Önümüzdeki aylarda koronavirüs toplumu, ekonomiyi ve doğal olarak işletmeleri daha fazla etkileyebilir. İş dünyası her türlü senaryoya hazır olmak zorundadır. Şu anda virüsün ikinci dalgasına ilişkin birçok belirsizlik var. Şirketler ikinci bir dalgada benzeri görülmemiş bir krizin içine düşebilir. Devlet, bu durumun ekonomik ve sosyo-politik boyutlarını ele alarak, bu belirsizliklerle ilgili adım atmalı.”
“İş dünyası, iş modellerini yeniden gözden geçirmelidir”
Özdemir, sözlerini şöyle tamamladı; “Koronavirüs krizi iş dünyasının neredeyse her yönünü sarmış durumda. Ekonomiyi dize getiren bu krizden sonra birçok sektör ve işletme ayakta kalamayacak. Dünya değişiyor. Ekonomik dinamikler hem şirketler hem de topluluklar için farklılaşıyor. İş dünyası, iş modellerini yeniden gözden geçirmelidir. Uzaktan çalışma sistemleri kurmaları; dijitalleşme süreçlerini bir an önce tamamlamaları gerekiyor. Geçmişlerini değerlendirmeli, yeni normal döneme göre yeni bir rota çizmeliler. Covid-19’un ortaya çıkardığı ‘büyük duraklama’ dönemi aynı zamanda proaktif olma şansı veriyor. Önümüzde uzun bir rota var. Doğru rotayı seçmek şirketlerin sektörel yetkinlikleri ile doğru orantılıdır. Bu sebeple iş dünyası başta olmak üzere hükümete, sivil toplum kuruluşlarına, çalışanlara ve topluma birtakım görevler düşüyor. Bu senaryoda her aktör üzerine düşen rolü yerine getirmek zorunda. Aksi halde iş dünyasının rotası düzgün olmayacaktır.”