İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halim Kazan korona virüsün ekonomik bilançosunu anlattı.

Koronavirüs salgınının uluslararası düzeyde hemen hemen bütün sektörleri olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Halim Kazan, salgının piyasaların iç dinamiklerini bozan bir etki oluşturduğunu söyledi.

Koronavirüsün piyasalara etkisinden bahseden Kazan, “Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen COVİD-19, gündelik yaşamı ve sağlık sektörünün işleyişini değiştiren bir faktör olarak hayatımıza yerleşmesinin yanı sıra piyasaların alışılagelmiş iç dinamiklerini bozan bir etki oluşturdu. Salgından dolayı ulusal ve küresel çapta çalışan işgücünde azalmalar yaşandı, sektörlerin işleyişinde bozulmalar meydana geldi ve finansal piyasalarda istikrarsızlıklar oluştu. Ülkelerin karar alıcı otoritelerinin önlemler kapsamında aldığı tecrit dönemleri, her ülkenin iç piyasasında dönüşümü zor izler bıraktı” dedi.

“İşletmeler üzerinde olumsuz yönde baskı var”

Korona virüsün ekonomik bilançosunu anlatan Kazan, “Salgının çok hızlı ilerlediği göz önüne alındığında, işletmeler ve borsalar üzerinde sürekli olumsuz bir yönde baskıya sebep olduğu gözlenmektedir. Bu durum küresel bir krizin habercisi olarak yorumlanmaktadır. Hissedilen işgücü sıkıntısı ve tüketimdeki azalma gibi hususlar ve borsada yapılan işlemler pandemi açısından gün geçtikçe olumsuz yönde seyir izlediğine vurgu yapmaktadır” diye konuştu.

Kriz durumlarında nakit ihtiyacını farklı yöntemlerle sağlayan modeller olduğuna da değinen Prof. Dr. Halim Kazan, “Bazı ekonomistler böylesine sıra dışı bir krizle mücadele etmek adına kaynak bulunması için para basılması gibi adımların atılmasını öneriyor. Bazı uzmanlar ise bu adımın oluşturacağı enflasyona karşı uyarıda bulunarak dışarıdan bir kaynak bulunması gerektiğini ifade etmektedirler” şeklinde konuştu.

Kazan, “İş bağlarının kopmasını engelleyecek önlemler alınmalı. Şirketlerin batmasının önüne geçilmeli, geçilmediği takdirinde bu kriz sonrasında üretim şirketlerini tekrar ayağa kaldırmanın mümkün olmayacağı bilinmeli. Garantinin verildiği şirketlere, normal faaliyetlerini sürdürmesi ya da ‘sürdürüyor gibi’ davranmaları, istihdamlarını azaltmaması ve tedarikçilerine ödemelerini yapmaları şartı getirilmeli. Bu kriz sonucu işsiz kalanlar adına İşsizlik Fonu içinde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ihracı ve Merkez Bankası’nın DiBS’leri satın alarak geçici parasal genişlemeye gitmesi operasyonu ile kaynak oluşturulabilir” dedi.

Prof. Dr. Halim Kazan’ın üniversite ile hazırladığı raporda korona virüsün ekonomik sonuçları hakkında ise “Dünya genelinde hükümetler ve merkez bankalarının bugüne kadar taahhütte bulunduğu destek paketlerinin büyüklüğü 7 trilyon doları aştı. Finansal piyasalarda virüs nedeniyle yaşanan olumsuz gelişmelerin etkisini azaltmak ve piyasanın likidite ihtiyacını karşılamak amacıyla birçok ülkede Merkez Bankaları faiz indirimine gitmek durumunda kalmıştır” sözlerini ifade etti.

“Virüsten en fazla etkilenen sektörler turizm ve ulaştırma sektörüdür”

Turizm ve ulaştırma sektörünün virüsten aldığı etkiden bahseden Prof. Dr. Halim Kazan, “Turizm sektöründeki şirketlerin piyasa değeri ortalama yüzde 51,48, ulaştırma sektöründeki şirketlerin piyasa değeri ise yüzde 50,79 azalmıştır. Bu dönemde toptan satış ve perakende ticareti yapan şirketlerin piyasa değeri ise diğer sektörlerden farklı yönde hareket göstermiş ve yüzde 3.08 artmıştır” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir