İkitelli Organize Sanayi Bölgesi ve Adres Patent’in ana sponsorluğunda ‘Sanayide İnovasyon, Devlet Teşvikleri, Patent Vergi Muafiyetleri’ paneli İkitelli OSB Yönetim Binası Konferans Salun’unda gerçekleştirildi. Panelde sanayicilere fikri alanda; KOSGEB teşviklerinden ve patent almanın avantajlarına kadar birçok konu hakkında bilgilendirme yapıldı.

“Son 10 yılda Çin’de yapılan toplam patent başvuru sayısı yaklaşık 9,3 milyon adet”

İnovasyonun hem sanayi hem de diğer sektörlerde uzun zamandır gündemde olan bir konu olduğuna dikkati çeken Adres Patent Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Avukat Hilmi Özalp, “İnovasyonu gerçekleştirme yolu ise patent ve buluştan geçiyor. Dünya ve Türkiye’deki patent sayılarını sizlerle paylaşarak bir perspektif sunmak istiyorum. Son 10 yılda Çin’de yapılan toplam patent başvuru sayısı yaklaşık 9,3 milyon adet, bu sayı Amerika Birleşik Devletleri’nde, 8 milyon, Güney Kore’de 2,5 milyon, Almanya’da 2 milyon, Rusya’da ise 500 bin, dolaylarında.” dedi.

Türkiye’de patent sayılarını artırmak adına devlet tarafından sunulan teşviklerin büyük bir öneme sahip olduğuna işaret eden Özalp, bu kapsamda üniversite sanayi iş birliğinin ülke gündeminde daha fazla yer alması gerektiğinin altını çizdi.

Adres Patent olarak 2023’e kadar Türkiye’nin 1 milyon patent hedefine ulaşması için kurum olarak üzerine düşen görevleri en iyi şekilde yapmaya özen gösterdiklerinin ifade eden Özalp, “Bu konuda herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Patent sayılarına başvuru oranları 18 kat arttı

Patent alanında hem başvuru hem de tescil konusunda önemli bir ivmenin yakalandığına işaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı İstanbul İl Müdürü Ümit Ünal, “Türkiye’de son 16 yılda patent sayılarındaki başvuru oranları 18 kat artmış. Yerli tescil sayısında ise 38 katlık bir ivme yakalanmıştır. Dünya’da marka başvuru sayısı itibarı ile Avrupa’da birinciyiz. Dünya’da ise sınai mülkiyet haklarını tescilleme konusunda 11’inci sıradayız.” dedi.

Yatırımlar konusunda verilen teşviklere ilişkin de açıklamalarda bulunan Ünal, “Son 1 yıl içerisinde büyük yatırımlar doğrultusunda sanayi teşvikleri ile ilgili 4 bin 300 projeye 100 milyar lira yatırım amaçlı teşvik belgesi verildi. Proje bazlı 25 büyük projeye ise 55 milyar lira teşvik verilmiş durumda.” bilgisini verdi.

Patent konusunda izlenecek politikaların Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşma konusunda etkili olduğuna değinen Ünal, “Türkiye 2023’e kadar yüksek-orta teknolojili ürünlerin, ihracattaki oranını yüzde 50’ye çıkarmak istiyor. Bu kapsamda patent alanında atılacak adımlar da son derece kritik bir yere sahip” dedi.

Ünal, ithal edilen ürünlere yönelik bakanlık olarak yaptıkları çalışmalardan bahsederek, “Türkiye’de yurt dışından getirilen 400 ürün tespit ettik. Buradan da 35 milyar dolarlık cari açığımızı kısa ve orta vadede kapatılmasını hedefliyoruz. Bu bağlamada katma değerimiz artırmak için her güzel fikrin patentini almalıyız.” açıklamasını yaptı.

“Ülkelerin teknolojik gelişmişliği artık patent sayıları ile ölçülüyor”

Esenyurt İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Fevzi Torolsan bilginin korunmasındaki önemin günümüzde giderek artığına işaret ederek, “Üretilen her bilgiyi korumamız gerekiyor. Ülkelerin günümüzde teknolojik gelişmişliği artık patent sayıları ile ölçülüyor. Firmaların patent konusunu sermaye olarak düşünüp, bu konuya daha fazla eğilmesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.

GSMH’nin yüzde 1,3’ü AR-GE’ye ayrılıyor

Türkiye’de gayrisafi milli hasılanın yüzde 1,3’ünün AR-GE’ye ayrıldığını ifade eden Esenyurt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sudi Apak, “Bu rakamın 8 milyar dolara denk geldiğini görüyoruz. ABD 20 trilyon dolarlık bir ekonomi, AR-GE’ye ayırdığı pay ise 800 milyar dolar. Öte yandan ülkelerin gayri safi milli hasılalarında da patent sayıları önemli bir yere sahip. Güney Kore, Çin, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri, patentlerin ticarileştirilmesi konusunda önemli mesafeler kat etmiş ülkeler arasında yer alıyor. Üniversite sanayi iş birliklerine ülkemizde oldukça fazla ihtiyaç var” dedi.
Türkiye’deki özel sektörün; Almanya’dan Çin’e kadar uzanan koridorda en büyük özel sektör olduğunu ifade eden Apak, “Sanayi ürünleri ihracatının yüzde 80’lik kısmını özel sektör yapıyor. Bu potansiyeli iyi bir şekilde kullanarak patent oranlarına da yansıtmalıyız. Bu bağlamda sanayi-teknoloji-üniversite-finans denklemi çok kritik bir öneme sahip.” şeklinde konuştu.

1 patent 3 milyar doların yolunu açtı
Adres Patent Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ali Çavuşoğlu, ise dünyanın önde gelen teknoloji firmaları arasında yer alan Dyson’ın tarihteki patent sürecine ilişkin bilgi vererek, “Dyson firmasının sahibi James Dyson, toz süpürge üretimi için yatırımcı arayışına girmişti. Ancak bu süre zarfında görüştüğü kişi ve kurumlar toz süpürge kullanımı konusunda kararlıydılar ve yeniliklere kapalı bir duruş sergiliyorlardı. Sonrasında James Dyson İngiltere’de bir bankadan 1 milyon sterlinlik bir kredi alarak, kendi süpürgesini üretmeye başladı. Ancak kendisi üretim sürecine geçmeden ürünün nihai hale ulaşması için binlerce kez deneme yapmıştı. Ürün nihai hale geldikten sonra firmanın almış olduğu bir patent, Dyson’ın 3 milyar dolarlık bir firma olmasının yolunu açtı.” bilgisini verdi.
Patent konusunda izlenecek yöntemlerin hem özel sektör hem de kamu kurumları açısından büyük bir öneme sahip olduğunu anlatan Çavuşoğlu, “Sanayicilerimizin katma değeri artırması için önceliği patente vermesi gerekiyor. En azından fabrikalarımızın görünür ve dikkat çeken kısımlarına patentle ilgili afişler, sloganlar asmamız gerekiyor. Çalışanlarımızın patent kelimesinin ne olduğunu bilmesi, patent alanında atılacak adımlar konusunda bize yol gösterecektir.” diye konuştu.

Ticarileşecek ürüne 5 milyon liralık destek
KOSGEB Uzmanı Mustafa Kemal Güzelyurt da patent konusunda ürünlerini ticarileştirmek isteyen firmalara yönelik verilen desteklerden bahsederek, “Firmanın geliştirdiği ürün teknoloji ürün belgesine sahip olmalı veya doktora çalışmasıyla ortaya çıkarılabilir olmalı; bunun yanı sıra ürün, patent belgesi ile koruma altına alınmış veya herhangi bir kurum tarafından başarılı bir şekilde tamamlanmış bir projeyse, ürün sahibi kişi veya firmalarımıza toplamda 5 milyon liralık destek veriyoruz. Ayrıca mevcut desteği firmalarımıza yüzde 100 sunuyoruz.” şeklinde konuştu.
Ticarileşmeye konu olan ürünün KOSGEB Kurul’undan geçmesiyle 12 ay içerisinde tamamlanması gerektiğini anlatan Güzelyurt, “Firmalarımızdan 4 ayda bir rapor da istiyoruz. Firmamız bu süre zarfında yaptığı masrafları bizim sistemimize işliyor. Burada şöyle bir bilgi eksikliği var. Ürün tedariki konusunda siz bir firma ile anlaştıysanız. Biz firmalara ‘siz bize faturayı getirin biz sizin adınıza tedarikçinize ödemeyi yaparız’ diyoruz. Böylece sizin cebinizden herhangi bir tutar çıkmamış olur.” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir