Uluslararası yapım ve eğlence içerik fuarı MIPCOM’a İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) milli katılım organizasyonuna ile Türkiye’den 20 firma dahil oldu. Fuara 13 şirket de bireysel stantlarıyla katılıyor. 100 ülkeden 4 bin 700 küresel içerik satın alıcısı, fuarın düzenlendiği festival sarayının yapımcılarla dolu koridorlarını doldurdu. Fuara ziyaretçi giriş bilet ücreti bu yıl bin 550 euro olarak belirlendi.
Fuara çevrimiçi katılan İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, gazetecilere yaptığı açıklamada, MIPCOM’un içerik endüstrisini şekillendiren trendleri yakalamak için ideal bir merkez olduğunu vurguladı. Avdagiç, “Yapımcılarımız, TV platformlarımız, telif ve çeviri şirketlerimiz MIPCOM’da iş bağlantılarını geliştirmek için doğru imkanları bulacaklar. Fuardan yeni dizi satışları, ortak yapım anlaşmaları için döneceklerine eminiz” dedi.
150 ülkede 100’e yakın Türk dizisi yayında
Şu anda 100’e yakın Türk dizisinin, dünyada en az 150 ülkede oynadığını belirten Avdagiç, dizi fiyatlarının pandemiden etkilendiğini de kaydetti. Avdagiç, “Pandemi öncesinde iyi bir Türk dizisinin bir bölümünün dünya satışlarının toplamı 650 bin doları bulurken, şimdi bölüm başı toplam hasılat 350-400 bin dolar seviyesinde. Ama satış adetlerimiz hızla artıyor” ifadelerini kullandı.
Dizi ihracatı rakamlarına ilişkin bir soru üzerine Şekib Avdagiç, “Doğrusu şu kadar ülkeye, şu bedelle diziler sattık gibi bir kayıt yok. Beyannameye bağlı bir ihracat olmadığı için sağlıklı istatistik tutulmuyor. Ancak bizim yapımcı firmalarımızdan aldığımız geri bildirimlere bakınca, bu yıl dizi ihracatında 600 milyon dolar geçeceğimizi öngörüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Türk yapımı içeriğinin temel sürükleyicisi olan dizi film ihracatının katma değerine dikkati çeken Avdagiç, “Bölüm başına aşağı yukarı 5 milyon TL’ye mal ettiğiniz bir diziyi, başarısına göre 400 bin dolara satabiliyorsunuz. Dizilerin peşinden sürüklediği markalar, sektörlerle birlikte devasa bir değer. Kültürümüzü dünyaya taşıması da en az ekonomik değeri kadar önemli” dedi.
Yerli ve yabancı dijital film, video platformlarının etkisini değerlendiren İTO Başkanı Avdagiç, kesin rakamlar bilinmese bile Türkiye’de dijital platformların toplam abone sayısının 4 milyon civarında olduğunun tahmin edildiğini söyledi. Avdagiç, “Tabi burada bir filmi tek bir kere satın alana da abone deniyor. Abonelerin aşağı yukarı yüzde 75’i yabancı dijital platformlara üye. Yerliler de önemli gelişim içinde” dedi.
“Dijitalle korsana hacet kalmıyor”
Avdagiç, dijital dizi, film, video platformlarının işlerin yayılmasında etkin rol oynadığını, dizi, film, eğlence endüstrimizi genel itibariyle büyüttüğünü söyledi. Avdagiç, “Pandemiden sonra dijital platform izlenirliği ve sayıları dünya genelinde çok hızlı yükseldi. 10 yılda alacağımızı tahmin ettiğimiz yolu 1.5 yılda aldık. Herkes eve kapandı ve izledi bir şekilde. Yine dijitallerin şöyle bir faydası var. İnternet üzerindeki korsan kayıtlarımızı da telafi etmeye yarıyor. İşlerimiz, dizilerimiz çok popüler olduğu için çok hızlı korsana düşebiliyor. Diziyi bugün seyrediyoruz yarın Rusça alt yazılı izleyebiliyoruz, ama dijitalle korsana hacet kalmıyor” dedi.
Dijital platformun etkilerine işaret eden Avdagiç, şunları söyledi: “Dijital platformlar oyunculara, senaristlere yönetmenlere piyasaya şartlarının çok üzerinde ücretler ödeyip kendilerine bağlıyorlar. Yapım şirketleri başrol oyuncularına bölüm başı 80-100 bin TL ödüyordu. Dijitallerde 100 bin dolarlara çıktığını duyuyoruz. Oyuncu platforma gidiyor. Bakınca tüm ülkelerde yayında daha fazla ülkede tanınacağım diyor. Haksız da değil elbette. Bütçeleri çok zorluyorlar ve bütçelerin şişmesine sebep oluyor. Ayrıca platformlar bir dizinin, filmin tüm dünya haklarını satın alıyor. Yeniden bu diziyi başka bir ortamda satamıyorsunuz. Yerel yapımcıyı koruyacak bir takım yasal düzenlemeler sektörün geleceği için önemli olacaktır.”
“Türk dizilerinin ikinci vatanı Latin Amerika oldu”
Avdagiç, Türkiye’nin pandemi sürecinde dizi üretimi, filmleri az duraksayan nadir ülkelerden olduğunu kaydetti. Avdagiç, “Birçok ülkede daha uzun süreler prodüksiyonlar durdu. Biz üretime çok kısa bir ‘pause’ verdik. Yine dijital yardımıyla çok da popüler olmadığımız bazı pazarlarda da görünüyor olmaya başladık. Özellikle Batı Avrupa’da Almanya ve İspanya’da hızlı gidiyoruz” dedi.
Avdagiç, Türk yapımlarının son dönemde en çok popülarite kazandığı ülkelerden birinin İspanya olduğunu vurguladı. Avdagiç, “İspanya’da firmalarımızın çok ciddi rating sonuçları aldığını duyuyoruz. Oyuncularımız büyük ilgi ile takip ediliyor ve ödüllendiriliyor. Batı Avrupa’nın bölgesel marketi İtalya’da duygusal içeriklerimiz büyük ilgi ile takip ediliyor. Oyuncularımız yerel yapımlarda yer alarak uluslararası başarılara imza atıyor. Bunlar bizim için çok önemli. Brezilya’da yine çok iyi gidiyoruz. Türk dizilerine en fazla talep artışının yaşandığı bölgelerden biri Latin Amerika. Adeta Türk dizilerinin ikinci vatanı Latin Amerika oldu. Türk filmleri, tüm dünyada olduğu gibi Latin Amerika’da da bir başarı örneği olarak gösteriliyor. 2018’den 2022’ye kadar 5 yıldır Latin Amerika’da Türk dizisi damgası vurulmuş durumda. 2020’nin ortasından itibaren yani pandeminin başlamasıyla Türk dizilerine LATAM denilen Latin Amerika’daki ilgi, Türk dizilerine olan global talebin de üzerine çıktı. Romantik dramalar, tarihi diziler, romantik komediler son dönemde Latin Amerika’da çok iyi iş yapıyor.”
Avdagiç, Türk yapımlarında içeriğin de anlatım dilinin de değiştiğini belirterek, “Daha hızlı, ana çizginin dışında, daha farklı hikayelerle yeni jenerasyona ulaşıyoruz. 4-5 sezon süren, çok tutan Türk dizilerimiz var. Yani her sene ürettiğimiz trend olan dizilerimiz oluyor. Ülke ülke, bölge bölge zaman içinde yayına giriyorlar” dedi.
Avdagiç, sadece dizilerin değil örneğin bir Türk filminin Şili’de gösterildiği tarihte, o ana kadar TV’de gösterilen en yüksek rating alan film olduğuna dikkati çekti.