Ege Maden İhracatçıları Birliği (EMIB), “Hayatımız Maden” isimli çalıştayının 3.’süne ev sahipliği yaptı. “Sürdürülebilir Madencilik” temasıyla yapılan çalıştaya; Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı, sektörün 15 sivil toplum kuruluşu ve maden sektöründen isimler katıldı.
Çalıştay, “Ülkemiz Madenciliğinde Başarı Öyküleri”, “Yaşamın Temeli Maden” ve “Sürdürülebilir Madencilik İçin Yasal Düzenlemeler ve Mevzuat” başlıklı üç oturumdan oluştu, önemli konular masaya yatırıldı.
“Maden çeşitliliği bakımından da 10. sırada yer alıyoruz”
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Şeref Kalaycı, “Madenler insan ve toplum yaşamının önemli bir parçasıdır” diyerek söze başladı. Kalaycı, “Toplumların refahı ve ekonomik kalkınması için şarttır ve gelişmiş ekonomilerin bugün geldiği noktada büyük rol oynamıştır. Yaşamı fonksiyonel hale getiren araç ve gereçlerin tümüne yakını madenciliğin sonucudur. Ülkemizde çok çeşitli madenler var ancak karmaşık jeolojik yapımız maden armayı zorlaştırıyor. Dünyada yer altı kaynakları sıralamasında 132 ülke arasında üretim değerimizle 28. maden çeşitliliği bakımından da 10. sırada yer alıyoruz. Ülkemiz metalik madenler, enerji ham maddeleri ve jeotermal kaynaklar açısından zengin. Yerli kaynakların ekonomiye kazandırılması ve değer zincirinin oluşturulması bakanlığımızın temel hedefi. Yeni maden kanunu çalışmalarımız da devam ediyor. Bu kanunu madencilik sektörüyle beraber çalışarak, el ele çıkaracağız” dedi.
“Türkiye olarak madencilikte 4.7 milyar dolara ulaşan bir ihracatımız var”
Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay da, madenciliğin sanayiye ve ticarete olan katkısına değindi. Turagay, “Biz de bakanlık olarak madencilik sektörüne çok önem veriyoruz. Türkiye olarak madencilikte 4.7 milyar dolara ulaşan bir ihracatımız var. Bunun 1.9 milyar doları ise mermerden geliyor. Dünyada ise bu rakam totalde 16-17 milyar doları buluyor. Hacim olarak ise dünya rezervleri 15 milyar metreküp iken bizde bu rakam 5.1 milyar metreküp oluyor. Bu da aslında katma değerli ürün satışında daha yol almamız gerektiğini gösteriyor. Devletimiz ve bakanlıklarımız olarak bu konuda desteğimiz tam. 2019 yılında tam 14 ticaret heyeti düzenlendi ve bizler de desteğimizi gösterdik. İhracatçımızın her zaman yanındayız. Madencilerimizin, mermer doğal taşçılarımızın her zaman yanındayız. Kendimize güvenmemiz lazım. Çok güzel işler başaracağımızdan şüphemiz yok” diye aktardı.
Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya ise madenciliğin modern hayatın can damarlarından biri olduğuna değindi. Kaya, “Maden denildiğinde akla öncelikle sanayi gelse de aslında hayatımız madenç Bugün evimizde kullandığımız telefona, su içtiğimiz bardaktan elimizden düşürmediğimiz tabletlere, uçaklardan gemilere kadar hayatımızın vazgeçilmezi olan birçok ürün farklı madenler içeriyor. Modern sağlık hizmetleri, bankacılık sistemleri, ulaşım, ısınma, gıda gibi birçok sektör maden sektörüyle yaşıyor. Hal böyleyken; yani hayatımız bu kadar madenken hem doğru madencilik yapmamız hem de bunu kamuoyuna doğru anlatmamız gerekiyor” diye aktardı.
Dünyadaki 90 çeşit madenin 77’si Türkiye’de
Türkiye’nin en önemli öz kaynaklarından biri olan madenlerin yeryüzüne çıkarılıp, yerinde işlenerek ekonomiye kazandırılması gerektiğini anlatan Kaya, dünyadaki 90 çeşit madenin 77’sinin Türkiye’de bulunduğuna dikkat çekti. “Dünya metal maden rezervlerinin yüzde 0.4’ü, endüstriyel ham madde rezervlerinin yüzde 2.5’i, kömür rezervlerinin yüzde 1.0’i ve jeotermal potansiyelinin yüzde 0.8’ine sahibiz” diyen Kaya, artık ham madde üretip satmak yerine dünya pazarına katma değerli ürünler sunulmasının şart olduğunun altını çizdi.
Maden ithalatı 25 milyar dolar
Madencilikte dışa bağımlılığa da dikkat çeken Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, şunları söyledi:
“Ülke olarak toplam ithalatımızın yaklaşık yüzde 75’ini enerji, ham madde ve ara mal kalemleri oluşturuyor. İhtiyacımız olan enerji kaynaklarını ve metalleri dışarıdan satın almak için çok büyük bedel ödüyoruz. İthal kömür, demir cevheri, altın, bakır, kurşun, çinko ve birçok maden ve metal için her yıl yaklaşık 25 milyar dolar harcıyoruz. Öz kaynaklarımız ise hala toprağın altında yatıyor. Bu yeraltı kaynaklarının çıkarılıp ekonomiye kazandırılmasının milli bir görev olduğuna inanıyor, madenlerimizi işleterek milletimizin yararına sunmak istiyoruz. ‘İnadına Üretim, İnadına İhracat’ diyoruz.”
Madencilik sektörünün 2019 yılının ilk çeyreğinde yüzde 9,2 küçüldüğünü ifade eden Kaya, son olarak şu ifadelere yer verdi:
“82 milyonun ev sahibi olduğu madenlerin kiracıları olarak; ‘İnadına Üretim, İnadına İhracat’ sloganıyla hareket ediyoruz. 2019 yılının ocak-ekim döneminde Türkiye’ye 3,6 milyar dolar döviz kazandırdık. Madencilik sektörü 15 milyar dolar ihracat rakamına ulaşacak potansiyele sahip. Bu potansiyeli ortaya çıkarmak için konunun tüm taraflarını Hayatımız Maden çalıştayında buluşturduk ve yol haritamızı belirledik. Madencilik sahalarında devletin ilgili kurumlarınca verilen izinler dahilinde ve yine bu kurumların gözetim ve denetimi altında çalışan birçok maden işletmesi bulunuyor. Ülkemizin maden ihtiyacını karşılayabilmek, dışa bağımlılığı azaltabilmek için sürdürülebilir bir maden üretimini gerçekleştirmek zorundayız. Bunun için çevre ile dost, insan sağlığını üretiminin merkezine oturtan ve sürdürülebilir bir üretim zincirini iyi yöneterek amacımıza ulaşabiliriz. Çalıştayımızın bu anlamda da sektöre ve ülkemize büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz.”