Covid-19 pandemisi tüm hayatı etkilediği gibi en çok da ekonomiyi vurdu. Salgın nedeniyle oluşabilecek ekonomik krizden güçlü çıkmak için pandemi sürecinin en iyi şekilde yürütülmesi gerektiğini aktaran İstanbul Esenyurt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sudi Apak, Türk ve dünya ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. IMF’nin “Türkiye ekonomisi yüze 5 oranında küçülecek” açıklamasına da değinen Apak, “Eğer yılın ikinci yarısında bir toparlanma olursa, bu oranın aşağı yukarı 0’a kadar gerileyeceğini düşünüyorum. Ancak bu yıl içinde artı bir büyüme olmayacaktır” dedi.

“İstihdam için özellikle KOBİ’ler desteklenmeli”
Normalleşme sürecinin ekonomik canlanma için önemli olduğunu vurgulayan Apak, “Türkiye normalleşme dönemine girdi. Ancak pandemi süreciyle insanların alım gücü oldukça düştü. O nedenle birçok alanda fiyat artışı yaşanmayacağını düşünüyorum. Bunun yanı sıra esas olan kişilerin devlet tarafından desteklenmesidir. Hükumetimiz birinci ve ikinci el konut, tüketim malzemeleri, otomobil ve turizm için destek paketleri açıkladı. Bunların yanında şirketlerin katma değerleri açısından desteklenmeleri gerekiyor. İstihdam için özellikle KOBİ’lerin desteklenmesi çok önemli. Ancak uygulamalarda engeller var. İlk olarak onların ortadan kalkması gerekiyor. Büyük şirketlere kredi veren banka müdürleri tedbirli yaklaşıp, pek kredi vermek istemiyorlar. Bankalara istenilen teşvik verildiğinde bu problem ortadan kalkacaktır. İkinci olarak da bankacılıktaki denetimlerde birçok hatalı incelemeler yapılıyor. Bu durumdan çekinildiği için bankalar riske girmek istemiyor. Kredi verilmesi noktasında bir tedirginlik var” diye konuştu.

“Uzun vadeler kaygıya neden oluyor”
Normalleşme süreciyle birlikte kamu bankalarının uyguladığı faiz indirimini yorumlayan Apak, “Kredi teşviklerinin olması olumlu bir adım. Ancak önemli olan kamu banklarının kredi paketlerine ne kadar talep olacağıdır. Faiz oranları ise makul ve konut kredilerine verilen vadeler 15 yıla kadar çıkıyor. Fakat vatandaş bu uzun vadelerden korkuyor. Çünkü işlerini kaybederlerse kredilerini ödeyemeyeceklerini düşünüyorlar. Bu kaygının aşılması için piyasanın tam olarak açılması lazım” şeklinde konuştu.

“Bu süreçten kazançlı çıkabiliriz”
Koranavirüsün Türkiye ekonomisine etkilerine değinen Apak, “Türkiye’nin ekonomide en önemli alanı özel sektördür. Çok ciddi bir özel sektörümüz var. Almanya’dan Çin’e kadar en büyük özel sektör Türkiye’de. Fırsatları değerlendirirsek, Türkiye bu süreçten kazançlı çıkar. Türkiye’nin avantajlı olduğu sağlık, gıda, siber güvenlik, dijitalleşme, tekstil, otomotiv gibi birçok alan bu dönemde daha da öne çıktı. Özel sektörün verilen teşviklerin devlet tarafından önlenmemesi, özellikle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) denetimlerde ortaya çıkan sorunları radikal olarak çözümlenmesi gerekiyor” ifadelerinde bulundu.

“Pandemi küresel ekonomideki dengeleri bozmaz”
Küresel ekonomideki gelişmeleri de ele alan Apak, bu süreçten sonra en çok etkilenen sektörün servis hizmetleri (turizm- havayolu şirketleri gibi) olabileceğini kaydederek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dünya ticaretinde Amerika, Almanya ve Çin çok ciddi bir paya sahip. Pandemi sürecini Almanya iyi idare ediyor. Almanya’nın bu süreçten sonra küresel ekonomideki payı artabilir. Sanayi ürünleri ihracatına bakıldığında ise Çin ve Amerika’nın müşterileri belirli. O nedenle pandemi sürecinin dünya ekonomisindeki dengeleri pek değişeceğini sanmıyorum. Fakat Amerika’da yaşanan ırkçılık olayları ileride daha büyük sorunlara neden olabilir. Amerika, ekonomiyi yeniden açmak istiyor. Pandemiyi bu alanda bir sorun olarak görmüyor. Amerika’da ekonomi daha çok ön planda.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir