Son günlerde altın fiyatının yükselişe geçmesiyle altına alım talebi azaltırken, bundan en çok etkilenin dünyaca ünlü Trabzon hasır bileziği oldu. Trabzon’daki kuyumculardan Zekeriya Tonyalı, 5-10 sene öncesinde hasır bileziğe olan talep oldukça fazla iken bu dönemlerde altın fiyatının yükselişe geçmesiyle bu talebin yarı yarıya düştüğünü belirtti.
Dünyadaki dalgalanmalardan en çok kuyumcuların etkilendiğini ifade eden Tonyalı, “Altın fiyatlarında şuan dalgalanma var. Dünyada olan bütün dalgalanmalar kuyumcular olarak bizi daha çok etkiliyor. Şu an yaz mevsimine göre altının gram fiyatı 40-50 TL yükseldi, ilerleyen günlerde ne olacağı meçhul. Gelen müşterilerimizin genellikle yüzde 80’i yatırım amaçlı külçe altın, burma bilezik gibi ürünleri daha çok tercih ediyor” dedi.
Talep yarı yarıya azaldı
Altın fiyatının yükselmesiyle birlikte dünyaca ünlü Trabzon hasır bileziğine olan talebin azaldığına dikkat çeken Tonyalı, “Altın yükseldikçe arz talep olayı da azalıyor. Hasır bilezik Trabzon’un medar-ı iftarı yani dünyada tek üretilen yer Trabzon. Değer bazında altının yükselmesiyle birlikte hasır bilezik yaptıranların sayısı yüzde 50 azaldı diyebilirim. Bir hasır takım ayarına göre 40 bin TL’den başlayıp 70-80 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. 5-10 sene önce altın fiyatının düşük olmasından ötürü kuyumcuya gelenlerin çoğu mutlaka hasır bilezik alırdı. Şimdi hasır bileziğe verdiği para ile düğün ağırlığını yapabiliyor, dolayısıyla talep azaldı” diye konuştu.
Bir Arap turist, 100 Avrupalı turistten daha iyi
Yöreye yaz aylarında gelen Arap turistlerin ülkelerine dönmeleri ile müşterilerinin de azaldığına dikkat çeken Tonyalı, bir Arap turistin 100 Avrupalı turistten daha iyi olduğunu kaydetti. Tonyalı, “İki yıldır Arap turistler pandemiden dolayı pek gelmedi. Arap turistlerin altına merakı daha fazla. Bu yaz geldiler, şükürler olsun onlara bir şeyler sattık. Onların gelmesi ülkemiz için esnaf için çok önemli. Avrupa ülkesinden 100 tane turist geleceğine 1 tane Arap turist gelmesi bizim için çok daha iyi” şeklinde konuştu.
Bekir Koca
