Türkiye’den çıkan orijinal iş modeli ‘10 dakikada market ürünleri teslimatı’nın sahibi Getir, global yolculuğunda Amerika kıtasına ulaştı. Kurulduğu ilk günden itibaren global bir marka olma vizyonu ile hızla büyüyen Getir, 1 yıldan kısa zamanda 7 Avrupa ülkesinde hizmet vermeye başladıktan sonra Getir bayrağını şimdi de ABD’de dalgalandıracak.

Getir’in dünyanın en büyük pazarlarının başında gelen ABD’deki ilk durağı ülkenin en kalabalık üçüncü şehri Şikago oldu. ‘Rüzgârlı Şehir’ olarak bilinen Şikago’da artık ‘Getir Rüzgârı’ esecek. Getir, Şikago’dan sonra ABD’de bu yıl sonuna kadar New York ve Boston şehirlerinde de hizmet vermeyi planlıyor.

Teknolojik girişimlerin kalbine ilk bayrağını astı

Amerika operasyonunun şirket tarihinde dönüm noktalarından biri olduğunu belirten Getir Kurucusu Nazım Salur, “Kurulduğumuz ilk günden itibaren hedefimiz global bir marka olmaktı. Bu vizyonumuza yatırımcılar inandı ve aldığımız 1,1 milyar doların üzerinde yatırım ile 7,7 milyar dolar değerlemeye ulaştık. Türkiye’nin en değerli şirketlerinden biri olurken, Avrupa’da yapılan listelerde de en çok dikkat çeken girişimler arasında yer aldık. Artık Avrupa’nın en büyük şehirlerinde sokaklarda gezerken Getir kuryelerini görüyorsunuz. Şu anda ise teknolojik girişimlerin merkezi Amerika’da, Türkiye’den çıkan orijinal bir iş modeli olarak ilk bayrağımızı Şikago’da astık. Türk markası Getir’in tüm dünyada büyüdüğünü görmekten mutluluk ve gurur duyuyoruz” dedi.

Sırada New York ve Boston var

Amerika’da yıl sonuna kadar 3 şehirde hizmet vereceklerini belirten Salur, şunları söyledi: “Dünyada bir ilki 2015 yılında Getir markası ile Türkiye’de başlatarak, ortalama 10 dakikada market ürünlerini kullanıcılarla buluşturduk. Kurduğumuz bu iş modelinin bir benzeri olmadığı için yola çıktığımızda başımıza neler geleceğini bilmiyorduk. İlk zorluğu biz yaşadık, ilk çözümleri biz bulduk. Şimdi 6 yıldır oluşturduğumuz, öncüsü olduğumuz bu iş modelinin standartlarını yeni giriş yaptığımız ülke ve şehirlerde de geliştirmeye devam edeceğiz. ABD’de Şikago’nun ardından bir sonraki durağımız ise bir dünya şehri olan New York olacak. Ardından da Boston operasyonumuz ile genişlemeye devam edeceğiz. Sahip olduğumuz bilgi birikimi ve hizmet kalitesiyle Getir’in Amerika’da da büyük ilgi göreceğinden eminiz.”

“Türkiye’nin potansiyeline katkıda bulunmak istiyoruz”

Getir’i gerçek bir global başarı hikayesine dönüştürmek istediklerini söyleyen Salur, “Beş harfli iki heceli, Türkçe bir kelimeyi dünyaya sevdirmek istiyoruz. Bu topraklardan çıkan bir şirketin bunu başarabileceğini tüm dünyaya göstermek istiyoruz. Kültürel ürünler ve markalar uluslararası platformlarda ülkelerin iz bırakan değerleri. Biz de Türkiye’nin değerlerini ve potansiyelini dünyaya anlatmaya katkıda bulunmak istiyoruz” dedi.

“Klonlayan değil, klonlanan ülke olduk”

Mobil teknoloji, perakende ve lojistik bilgiyi başarılı bir şekilde sentezleyen bir modellerinin olduğunu kaydeden Salur, “Bizim modelimiz dünyada şu anda en çok gündemde olan konulardan biri. Bu modeli biz oluşturduk. Bizden sonra birçok pazar oyuncusu ortaya çıktı. Teknolojide başarılı olan girişimler başka ülkelerde de klonlanır. Türkiye genelde klonlayan ülkeydi, Getir özelinde klonlanan ülke olduk. Bu da bize büyük gurur veriyor. Dünyada bugün Getir’in yaklaşık 30 tane klonu var. Getir, tüketiciye yönelik bir teknoloji işi olarak bildiğimiz kadarıyla klonlanan ilk Türk işi. Önümüzdeki bir iki yıl içinde bu klon sayısının 100’e kadar çıkabileceğini tahmin ediyoruz. Bu işi ilk yapan biz olduğumuz için elimizdeki bilgi ve tecrübe ile rakiplerimizin çok önündeyiz” diye konuştu.

“Bin çalışanı Getir’in hissedarı”

ABD’deki ilk siparişin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Salur, bin çalışanlarıyla ortak olduklarını söyleyerek “Yaklaşık bin çalışanımızın şirkette hissesi var. Onlar hem çalışanımız hem de ortağımız. Ayrıca bayilerimiz içinden de önemli bir kısmı bizim ilk kuryelerimiz. İlk bayiliklerimizi onlara uzun vade imkanları ile verdik” dedi.

“Hedefimiz bütün ABD”

Salur, ABD’deki hedefleriyle ilgili soruya, “ABD’de Şikago operasyonumuzun hemen ardından New York ve Boston’da da hizmet vermeye başlayacağız. Amacımız ABD’de çok daha fazla şehirde hizmet vermek. ABD’de nüfusu 100 binin üzerinde 300 tane şehir var. Basketbol oyunundan örnek vermek gerekirse biz Türkiye liginde oynayan bir takımdık. Geçtiğimiz ocak ayında İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerine açılmamızla birlikte EuroLeague’de oynamaya başladı. Amerika’da hizmete başlayarak artık NBA’de oynuyoruz diyebiliriz. Basketbol severler bilir, her basketbolcunun hayali NBA’de oynamak ve orada başarılı olmaktır. Bir girişimcinin hayalini de Amerika’da başarılı olmak süsler” yanıtını verdi.

Çift taraflı beyin göçü

Salur, Getir’in sadece teknolojik ve ekonomik bir başarı hikayesi olmadığını aynı zamanda eğitimli, zeki ve yetenekli gençlere fırsatlar sunduğunu belirterek, “Biz aynı zamanda Türkiye’ye tersine beyin göçü için de gençlerimize iyi bir neden sunuyoruz. Yurt dışında çalışıp da bizde çalışmak isteyenler gençler var. Getir olmasaydı bana yurt dışından gelen teklifi değerlendirip gidecektim ama Getir çok heyecan verici deyip bizde çalışmaya devam eden çok sayıda değerli genç arkadaşımız var. Getir sadece ekonomik bir başarı hikayesi olma hedefini gütmüyor. Aynı zamanda ülkenin genç değerlerini ülkemizde tutmayı da hedefliyoruz. Yurt dışında açtığımız ofislere buradan arkadaşlarımızı da çalışmaya gönderiyoruz, yurt dışında farklı kültürler tanıyıp kendilerini geliştirme fırsatı buluyorlar. Edindikleri tecrübe ile birkaç yıl sonra yeniden ülkemize dönüp birlikte çalışmaya devam etmeyi hedefliyoruz. Getir’de 64 farklı ülkenin vatandaşı çalışıyor. İleride dünyada kaç ülke varsa o kadar çalışan olur diye umuyorum” şeklinde konuştu.

“Amacımız satmak değil, büyütmek”

Salur son olarak şunları söyledi: “Bir başarı hikayesi yazarken bunun Türk ekosistemine dönecek şekilde yazılması da önemli. Biz şirketimizi satmayı değil büyütmeyi düşünerek işe başladık. İyi bir hikaye 3-5 senede çıkmıyor. İlk 10 senede güzel bir temel atılıyor, ikinci 10 senede de müthiş bir şirket oluyor. Türkiye’de bizden önceki başarı hikayeleri maalesef çok erken aşamada yabancılara satıldı. Yabancı şirketlerin satın almasına karşı değiliz ama 10 yıl sonra e-ticaret sektöründeki en büyük 10-15 firmanın tamamı yabancıların elinde olabilir. Gençlere de her zaman satmak için iş kurmamalarını tavsiye ediyorum. Bu satma hastalığından kurtulmamız gerektiğini düşünüyorum. Gençlere de iş kurarken 10 yıllık 20 yıllık planlar yapmalarını öneriyorum.”

Getir’in global yolculuğu

Getir’in global yolculuğu, bu yıl ocak ayında Londra’da başladı. Kıta Avrupası’ndaki ilk durağı ise Amsterdam oldu. Ardından Berlin ve Paris ile Avrupa’nın iki önemli ticaret merkezinde daha hizmete başlayan Getir, temmuz ayı başında Güney Avrupa pazarında faaliyet gösteren hızlı teslimat uygulaması BLOK’un tamamını satın alarak Avrupa pazarındaki konumunu güçlendirdi. Şu anda İngiltere’de Londra, Liverpool, Birmingham, Manchester, Cardiff, Brighton, Bristol, Southampton, Portsmouth, Sheffield, Nottingham ve Bradford olmak üzere 12 şehirde bulunan Getir, Hollanda’da Amsterdam, Den Haag, Leiden ve Amstelveen’de, Almanya’da Berlin ve Hamburg’da, Fransa’da Paris ve Lille’de, İspanya’da Barselona ve Madrid’de, İtalya’da Milano’da ve Portekiz’de Lizbon’da hizmet veriyor. Getir önümüzdeki dönemde hem Avrupa’da hem de ABD’deki faaliyet alanlarını genişletmeyi sürdürecek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir