Bakan Karaismailoğlu’ndan 'Kanal İstanbul' açıklaması

Bakan Karaismailoğlu’ndan ‘Kanal İstanbul’ açıklaması

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Afyonkarahisar’da gerçekleştirilen 12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası Ortak Akıl Konferansı’na katıldı. Toplantıda Kanal İstanbul projesine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Bakan Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı’nda yaşanan gemi trafiğine değinerek, “İstanbul Boğazı, Malaka Boğazı’ndan sonra dünyadaki en işlek ve en tehlikeli trafiğine sahip ikinci suyolu konumundadır. 1930’lu yıllarda İstanbul Boğazı’ndan 3 bin gemi geçerken, bugün yılda yaklaşık 43 bin gemi geçiyor. Bu gemilerin yüzde 30’u petrol ve benzeri diğer tehlikeli zehirli maddeleri taşıyan tankerlerdir. Öte yandan nakliye yapan gemilerin büyüklükleri de artmakta. Bu durum İstanbul’u, dünyanın en riskli geçiş su yoluna sahip kılıyor” dedi.

“İstanbul Boğazı’nda gemilerin 80 dereceye varan çok kritik 12 rota var”

Son 50 yılda Türk boğazlarında 500’den fazla gemi kazası meydana geldiğini ve haziran ayında yaşanan son kazada ise 2 balıkçının hayatını kaybettiğini hatırlatan Bakan Karaismailoğlu, İstanbul Boğazı’nda gemilerin 80 dereceye varan çok kritik 12 rota değişim manevrası yapmak zorunda olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Tabii bu durum gemilerin çarpma ve karaya oturma risklerini artırıyor. Geçmiş kazaların analizi yapıldığında ana kaza türlerinin yüzde 54’ü çarpışma, yüzde 40’ı ise karaya oturma şeklinde yaşandı. Hatalı manevralar ise yüzde 64’lük oranla kaza nedenlerinin büyük çoğunluğunu oluşturuyor. Öte yandan çatışma senaryoları açısından Kanal İstanbul, en zor kısımlarda dahi İstanbul Boğazı’ndan 13 kat daha güvenli.”

“Boğazda artan transit gemi geçişleri, yoğunluk, kirlilik ve güvenlik endişeleri oluşturdu”

Doğal ve tarihi değerler bakımından her çağda en önemli bir kültürel merkezlerden olan İstanbul Boğazı’nın doğası, plajların, mimarinin, gastronominin, deniz hamamlarının, Boğaz köylerinin, balıkçılık, kayıkçılık gibi sayısız mekân ve aktivitenin buluştuğu bir yaşam alanı olduğuna işaret eden Bakan Karaismailoğlu, “Ancak değişen dünya koşulları içerisinde boğazda artan transit gemi geçişleri, yoğunluk, kirlilik, güvenlik endişeleri gibi faktörler nedeniyle şehrin sahip olduğu kültürel miras da ciddi zararlar gördü” ifadelerini kullandı.

“Marmara Bölgesi dünyanın en önemli lojistik merkezi hâline dönüşecek”

Bakan Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un ayrıca boğazın transit gemi geçiş trafiğini önemli ölçüde azaltmasında önemli olduğunu da dile getirerek, “Kanal İstanbul’un tamamlanmasıyla Marmara Bölgesi limanları, lojistik bölgeleri, demiryolu bağlantıları, Marmaray’ı ve büyüyen endüstrisiyle, Avrasya’nın ekonomi, finans, ticaret merkezi olacak. İstanbul’un kuzeyi ise Kanal İstanbul, İstanbul Havalimanı, ticari limanlar, Kuzey Marmara Otoyolu dahası demiryolu bağlantıları ve lojistik üsleriyle birlikte dünyanın en önemli lojistik merkezi hâline dönüşecek” diye konuştu.

“Minimum hafriyat çalışması yapılacak”

5 alternatif arasından belirlenen Kanal İstanbul güzergahının, mevcutta yüzde 78’i su ve su havzası olan bir alandan geçtiğini belirten Bakan Karaismailoğlu, bu sayede minimum hafriyat çalışması yapılacağını sözlerine ekledi. Bakan Karaismailoğlu, “Halihazırda zaten bir su yolu olan Sazlıdere Havzası’nın genişletilerek gemi geçişine hazırlanması projesi olarak gerçekleştirilecek. Kanal İstanbul Projesi ile Sazlıdere Barajı’ndan kaynaklanan su kaynaklarının kaybı, Karamandere, Pirinçci ve Hamzalı Barajları, Melen Sistemi, Yeni Şamlar Barajı, Osmangazi ve Sungurlu Barajları, Kömürköy, Kızılağaç ve Balaban Barajları ile artırılarak geliştirilecek. Kanal İstanbul güzergâhı üzerinde hiçbir orman arazisi de bulunmuyor” dedi.

“Yapım inşaatını 5 yıl, toplamda 6 yılda bitirmeyi hedefliyoruz”

Kanal İstanbul’un teknik alt yapısına da değinen Bakan Karaismailoğlu, projenin yaklaşık 5-6 yılda tamamlanacağını da dile getirerek açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Kanal’ın uzunluğu 45 kilometre, taban genişliği minimum 275 metre ve derinliği 20,75 metre olacak. Kanal’ın üst genişliği ise kot farklılığına uygun bir şekilde tasarlanarak 360-600 metre arasında değişiyor. İhale sürecinin ardından hazırlık çalışmaları yaklaşık 1 yıl sürecek. Yapım inşaatının ise 5 yıl toplamda 6 yıl da bitirmeyi hedefliyoruz. Bütün projelerimizin, ülke kaynaklarımızı israf etmeyecek, geri dönüşleri hesaplanmış ve akılcı bir bakışla hayata geçirilmesi hayati derecede önemlidir. Çünkü bu çalışmalarımızın hepsi milletimizin vergileri ile kamu faydasına hayat bulan, yeni iş ve aş alanları açacak projelerdir.”

Gökten Ceylan – Mevlüt Tınas
 


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir