Son yıllarda yaşanan dönüşüm dalgası sonucu yatırımcı yaşının düşmesiyle birlikte sermaye piyasalarına girişin arttığını belirten Avukat Kaan Özçelik, “Dalgalı bir seyir izleyen borsaların bir de pay ihraç eden kısım tarafından değerlendirilmesi gerekiyor ve artarak devam etmesi beklenen dijitalleşme sonucu daha fazla şirketin halka arz konusunda bilinçlenmesi gerekiyor” dedi.
Covid-19 pandemisinin ardından ABD hisse senedi piyasaları başta gelmek üzere, bütün sermaye piyasaları halka açılan şirket sayısında ciddi bir artışa tanıklık etti. FED’in paylaştığı stok listeleme notları; ABD’nin en büyük 3 borsası NYSE, NASDAQ ve AMEX verilerini inceleyerek halka arz sürecinin hızlandığını gösterdi. Buna göre; ABD borsalarındaki halka açık şirket sayısı Ağustos 2021 sonunda, bir önceki yıla göre yüzde 28 artarak 4,144’ten 5,301’e çıktı.
“Halka arz kararlarının hukuki danışmanlık servisi ile birlikte verilmesi çok daha kazançlı”
Son yıllarda dünya genelinde hızlı bir teknolojik dönüşüm sürecinin yaşanıyor olması, sermaye piyasaları gibi genel yatırım araçlarını da yakından etkiledi. Halka arz olan şirket sayısında dünya genelinde bir patlama yaşanırken daha fazla yatırımcı bu verimli enstrümanları yatırım portföyüne eklemeye başladı. Stock Analysis 2021 verileri; 2020 yılında ABD borsalarında işlem görerek halka arz edilen şirket sayısının 480 ile rekor kırdığını, bir sonraki yıl ise yüzde 120,4’lük bir artış ile halka arz sayısının bin 35’e ulaştığını gösterdi.
Arka arkaya kırılan bu rekorların önümüzdeki dönemde daha fazla şirketi halka arz konusunda teşvik edeceğini söyleyen Avukat Kaan Özçelik, dijitalleşme ve FinTech çözümlerinin sermaye piyasası araçlarının her kesim tarafından kullanılabilirliğini artırdığını, şirketler yönünden ise halka arz sürecine verimlilik kazandırdığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Son zamanlarda Türkiye’de Sermaye Piyasası araçlarına gösterilen ilginin yükseldiği herkesin malumu. Zaman zaman yabancı yatırımcıların yerel piyasalardan çıkış yaptığı görülse de yerli yatırımcı sermaye piyasalarını sahiplenmiş durumda. Ayrıca ülkemizdeki yatırımcıların bu araçları kullanım kolaylığı arttıkça katılımın da genişleyeceğini düşünüyoruz. Amerika örneğinde şirketlerin kendi internet sitelerinden dahi kitle fonlamaları aracılığı ile hisselerini satabildiği ortamlar mevcut. Ancak bu gibi yapıların oturabilmesi için tabi ki finansal okuryazarlığın da gelişmesi gerekiyor.”
Borsaya girme aşamasındaki şirketleri mevcut şartlar, avantajlar ve riskler konusunda bilgilendirmenin, şirket tanıtımına çok daha olumlu şekilde yansıdığını aktaran Özçelik, “Borsa İstanbul tarafından paylaşılan yayınlarda da açıkça görülebileceği gibi halka arz konusunda karar kılmak sermaye şirketleri açısından; finansman sağlamak, global pazarlara açılmak, yurt içi ve yurt dışında tanınmak, paylara likidite kazandırmak gibi pek çok olumlu sonuç doğurur. Ayrıca şirketlerin kurumsallaşarak kredibilite elde etmesi anlamına gelir ve vergi gibi resmi yükümlülüklerde avantaj sağlar. Sonuç olarak; halka arz olan şirketler, kişiden bağımsız şekilde sermayeyi ön planda tutarak etkili bir yönetim anlayışı elde eder ve alanında pek çok kazanım sağlar. Bunun bir yansıması olarak da atıl yatırımlarını değerlendirmek isteyen yatırımcılara yeni fırsatlar sunar. Halka arz edilen şirket ile yatırımcı arasında güven ortamı oluştuğundan, sermaye piyasaları kenarda kalan fonlarını değerlendirmek isteyen yatırımcılar için büyük fırsatlar sunar. Şirketin ise giderek daha bilindik hale gelmesine ve değerli yatırım araçları sunmasına imkan tanır” şeklinde konuştu.
Bir yanıt yazın