Endüstri ve enerji yatırımlarını etkileyen küresel ölçekteki salgın hastalık, ülkelerdeki pek çok alanda üretimi durma noktasına getirerek, ülkeler arasındaki ithalat-ihracat işlemlerinde de ciddi kısıntılara neden oluyor. Türkiye de bu durumdan etkilenen önemli sektörlerden biri de yenilenebilir enerji sektörü oldu. Yaşanan salgın hastalıkla birlikte Çin ve Avrupa ülkelerinden tedariklerin durması jeotermal enerji yatırımcısı, finansman sağlayıcılar ve ekipman tedarikçilerini birinci derecede etkilediği kaydedildi. Sekteye uğrayan tedarik zinciri nedeniyle sahadaki çalışmalar ciddi olarak aksarken, yatırımcıların YEKDEM’den yararlanması için finansmanı usule uygun planlanan projelerinin işletmeye girme son tarihi olan 31 Aralık 2020’ye yetişememesiyle firmaların ciddi problemlerle karşı karşıya kalacağını belirten İstanbul Bilgi Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölüm Başkan Yrd. Dr. Füsun Tut Haklıdır, konuya dair değerlendirme yaptı.
Jeotermal sektörünün diğer yenilenebilir enerji yatırımlarında olduğu gibi kritik ekipmanların bir kısmını yurtdışından temin ettiğini vurgulayan Dr. Füsun Tut Haklıdır, “Ekipman tedarikinin büyük kısmının sağlandığı Çin ve Avrupa’da salgın hastalığın etkileri henüz devam ettiğinden bu bölgelerden ekipman tedariki durmuştur ve proje iş planları sekteye uğramaktadır. Bu durumdan jeotermal enerji yatırımcısı, finansman sağlayıcılar ve ekipman tedarikçileri birinci derecede etkilenmektedir. Sekteye uğrayan tedarik zinciri nedeniyle sahadaki çalışmalar ciddi olarak aksamakta olup, yatırımcıların YEKDEM’den yararlanması için finansmanı usule uygun planlanan projelerinin işletmeye girme son tarihi olan 31 Aralık 2020’ye yetişememesiyle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Enerji projeleri milyonlarca dolarlık yatırımlar olduğundan, projelerdeki iş programı sekmeleri, salgının ne zaman biteceğinin bilinememesi yatırımcının ciddi maddi kaybına, ileriki aşamada işgücü kaybına neden olabilecek istenmeyen sonuçlar doğurabilecek potansiyeli barındırmaktadır.” dedi.
Türkiye’de 2019-2023 periyodunu kapsayan dönemde 11’inci kalkınma planına göre toplam enerji tüketiminin yüzde 35’inden fazlasının yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmesi hedeflendiğini kaydeden Dr. Haklıdır, “Toplamda 3 bin MWe’a varan devam eden proje durumundaki yenilenebilir enerji yatırımlarının sekteye uğraması, yatırımcının kalıcı şekilde zarar görmesine neden olabilecek ve planlanmakta olan yenilenebilir enerji yatırımlarının gerçekleşmesine engel teşkil edebilecektir. Enerji stratejistleri Çin’deki üretimin en iyi ihtimalle nisan ortalarında yüzde 40-80 arasındaki bir kapasiteyle başlayabileceğini öngörmektedirler. Bu koşullar ihtiyaç duyulan ekipmanların üretilip, transferinin sağlanması yılın son çeyreğine yetişememe riskini ciddi olarak barındırmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Mevcut küresel koşullarda Türkiye’de finasmanı YEKDEM’e göre yapılmış proje halindeki salgın hastalık nedeniyle duraklamak zorunda kalan yenilenebilir enerji yatırımlarının tamamlanmasının 31 Aralık 2020’ye yetişmesi çok zor göründüğünü belirten Dr. Füsun Tut Haklıdır, sözlerini şöyle tamamladı. “Özellikle yenilenebilir enerji yatırımcılarının ve finansman sağlayıcılarının bu süreci krize uğramadan tamamlayabilmeleri için bu küresel salgının ‘elektrik piyasası yönetmeliğinde’ ifade edilen ve ‘yenilenebilir enerji kaynak alanları yönetmeliğinin’ 17’nci maddesinde tanımlanan ‘mücbir’ neden olarak YEKDEM tarafından tanınarak, yatırımcıların ilgili yönetmeliklerdeki süre uzatımından faydalanmasının sağlanması sürecin en hafif zararla atlatılmasına olanak sağlayacaktır. Bu zorlu sürecin atlatılması, önümüzdeki dönemde yeni yenilenebilir enerji yatırımlarının da sağlam bir şekilde gerçekleştirilmeye devamına ve ülkemizin yenilenebilir enerji kaynaklarından güç üretiminde dünyada önde gelen ülkelerden biri olarak devamına olanak tanıyacaktır. Ülkemizde yaklaşık 4,5 milyar dolarlık jeotermal enerji yatırımının tamamlanmasında da bu süreç oldukça önemlidir. Cari açığımızı milli enerjimize yatırım yaparak indirmek de hedefimiz olmalı. 31 Aralık 2020 itibariyle 1 yıla varabilecek bir uzatma, bahsi geçen santrallerin devreye alınması için uygun olabilecek olarak değerlendirilmektedir.”