Koronavirüs (kovid-19) salgını, pek çok alanı olduğu gibi iş hayatını da ciddi ölçüde etkiledi ve bir değişim sürecini de başlattı. Alınan sosyal izolasyon tedbirleri kapsamında yüz binlerce şirket, ofis ortamlarındaki bulaş riskine karşı evden çalışma modeline geçti. Coworking Insights’ın ‘2020 Future of Work’ başlıklı raporunu inceleyen eOfis’in paylaştığı verilere göre; dünya genelinde çalışanların yüzde 74’ü verimlilik, stres, maliyet tasarrufu, sosyal yaşam ve ulaşım gibi etkenler açısından uzaktan çalışma modelinin çok daha yararlı olduğunu belirtiyor. Çalışanların yüzde 55’i ise yeni normal dönemde sabit ofisler yerine sosyal mesafe kurallarına uygun daha butik ortak çalışma alanlarını kullanacaklarını, adres göstermeleri gereken durumlarda ise sanal ofisleri tercih edeceklerini söyledi. Ortaya çıkan bu tablo karşısında salgının kontrol altına alınmasıyla başlayacak yeni normal dönemde Türkiye ve dünya genelinde önemli sayıda şirketin uzaktan çalışan iş gücünü artıracağı ve devamlı kullanılan fiziki ofisler yerine ihtiyaç halinde yararlanılabilen ortak çalışma alanlarının yer aldığı sanal ofisleri tercih edeceği öngörülüyor.

Pazar payını yüzde 150 artırmayı hedefliyor
eOfis’in derlediği verilere göre uzaktan çalışma modelini ilk kez deneyimleyenlerin yüzde 53’ü iş hayatlarına uzaktan çalışarak devam etmek istediklerini belirtti. Kovid-19 salgınından önce şirket ve KOBİ’lerin maliyetlerden ve trafikten tasarruf etmek için sanal ofisleri tercih ettiğini ifade eden eOfis Kurucu Ortağı Özkan Kaliç, ilk kez uzaktan çalışma fırsatı bulan iş gücünün bu modelden duyduğu memnuniyete paralel olarak sanal ofislerin gereklilik haline geleceğini vurguladı.

Özkan Kaliç, “Salgından önce bir tercih olarak karşımıza çıkan uzaktan çalışma modeli, salgın sürecinde çoğu çalışan için bir zorunluluk haline geldi. Fiziki ofisler artık elzem olmaktan çıkarken iş yapış şekillerinin ve iş gücü politikalarının yeniden gözden geçirileceği yeni dönemle birlikte bugün Türkiye’deki şirketlerin yüzde 2’sine ev sahipliği yapan eOfis olarak, hedefimiz yüzde 5’lik bir paya ulaşmak.” dedi.

Akıllardaki yeni soru: “Fiziki bir ofise gerek var mı?”
Zihinleri meşgul eden “Fiziki bir ofise ihtiyaç var mı?” sorusuna ilişkin ise Özkan Kaliç, salgın sürecinde çalışanların fiziki bir ofise ihtiyaç duymadan bulundukları herhangi bir yerden daha verimli bir performans sergilediğinin dikkat çektiği ve fiziki ofislerin yeni normal dönemde gerekliliğini kısmen yitireceği yanıtını verdi.

Kaliç, “Pandemi şartlarında çalışanların toplu halde fiziki ofislerde bulunmaları, gerek sosyal izolasyon gerek hijyen kuralları açısından risk taşır durumda. Bu noktada ihtiyaç halinde kullanılabilen çalışma alanları sunan sanal ofisler, özellikle ‘uyku ofis’ sistemini kullanan kurumsal şirketlerin çalışanlarına tek bir yerde toplanmayıp, kendilerine yakın yerlerde çalışma imkanı veriyor. Sanal ofisler, çalışan verimliği, işverenin maliyet tasarrufu ve tedbirlerin devamlılığı bakımından da öne çıkıyor. Sunduğu resmi adres gösterme imkanı başta olmak üzere, ihtiyaç dahilinde kullanılabilen ortak çalışma alanları ve çağrı, e-posta ve kargo yönetimi gibi hizmetleriyle de avantaj sağlayan sanal ofisler, fiziki ofislerin yerini almaya çoktan hazır. Bizler de şirket olarak, 37 lokasyonumuzda 6 bine yakın kuruma ev sahipliği yapıyor, yeni normal döneme entegre olmalarında olabildiğince çok sektöre yardımcı olmak için çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir