Deniz Emniyet Derneği Başkan Yardımcısı Harun Şişmanyazıcı, yaptığı açıklamada uzun süre gemide çalışma sonucu hasıl olan aşırı yorgunluğun oluşturduğu konsantrasyon zafiyeti ve hata yapma riskinin denizde can ve mal emniyetinin yanı sıra, tedarik zincirinin gerçekleşmesinde kilit rol oynayan deniz taşımacılığını da tehdit ettiğini açıkladı.
“Dünya ekonomisi küçülüyor”
Şişmanyazıcı, açıklamasında 2019 aralık ayından itibaren dünyayı etkisi altına alıp hayatı olumsuz etkileyen salgının sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlar oluşturduğu, dünya ekonomisinin 2020 de yüzde 3,2 küçüleceği, küresel işsizlik oranının yüzde 17 olacağı, dünya ticaretinin ise miktar olarak yüzde 13-32, parasal olarak yüzde 11 daralacağının tahmin edildiğini belirtti.
“Deniz taşımacılığını da etkileyecek”
Bu sorunların tedarik zincirinin gerçekleşmesinde kilit rol oynayan deniz taşımacılığını da etkilendiğini belirten Deniz Emniyet Derneği Başkan Yardımcısı Şişmanyazıcı, açıklamaya şöyle devam etti: “Büyük tonaja sahip tanker armatörlerinin dışındaki segmentlerde deniz taşımacılığı yapan şirketler maliyetlerinin altında, ya da başa başnoktasında çalışmaya devam ederek kan kaybetmekte, ya da gemilerini servis dışına çıkartarak atıl olarak bekletmek zorunda kalmaktadırlar. Tedarik zincirinde uluslararası deniz taşımacılığının önemini herkesin kavradığını ancak devam etmekte olan ve gemi adamlarının hareketlerini sınırlandıran kısıtlamaları mevcut. Bundan daha önemli olan, mal ve taşımacılık hizmetlerinin akışkanlığına müsaade edilirken, miktar olarak uluslararası mal ticaretinin genelde yüzde 85’inin taşınmasını gerçekleştiren deniz taşımacılığında, gemi adamlarının hareketliliğine sınırlamalar getirilmeye devam emektedir.”.
“Kısıtlamalar ve düzenlemeler gemi personelini gemilerde mahsur bırakıyor”
İçinde bulunulan durumu özetleyen Şişmanyazıcı, denizcilerin psikolojilerinin günden güne kötüye gittiğini söyleyerek, kontratı sona ermesine rağmen gemide kalan personelleri hatırlattı. Uluslararası örgütlerin her ay 150 bin gemi adamı değişikliğinin gerekliliğini vurgulamasına rağmen, hükümetlerin kısıtlamalara devam etmesinin, gemi personellerini dolayısıyla tedarik zincirini kötü etkilediğini söyledi.
Uçak seferlerinin birçok ülkede belli süre için durdurulması, sınır geçişi ve ülke içi seyahat yasakları, bazı ülke limanlarında gemi personelinin karaya çıkmasına ve personel değişikliklerine müsaade edilmemesi ve benzer uygulamalar, şu an dünya üzerindeki gemilerde bulunan 1 milyon 200 bin gemi adamından 200 bininin kontratları sona ermesine rağmen hala gemide mahsur kalarak çalışmaya devam etmelerine sebep olduğunu kaydeden Şişmanoğlu “Birleşmiş Milletlerin denizcilik alanındaki hükümetler arası bir örgütü olan IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) her ay 150 bin gemi adamının değişmesi gerekmesine rağmen bunun hükümetlerin koyduğu sınırlama ve yasaklar yüzünden gerçekleşmemesi nedeniyle bu personelin psikolojilerinin bozulduğunu, refah ve huzurlarının ters yönde etkilendiğini, iş verimliliğinin düştüğünü ileri sürmektedir.” dedi.
“Konsantrasyon eksikliği can ve mal kaybını tehdit ediyor”
Harun Şişmanyazıcı, uluslararası örgütlerin de denizcilerin uzun çalışma süreleri ve belirsizlik içerisinde yapacağı hataların can ve mal kaybına neden olabileceğine dikkat çektiğini işaret ederek, “ICS (Uluslararası Deniz Ticaret Odası) ve ITF (Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu) de benzer hususları ortak basın bildirilerinde dile getirmektedirler. Hatta bu uygulamaların hükümetlerin hak sahiplerini korumak için hem normal şartlar altında hem de bu tür krizler sırasında geçerli olan temel yükümlülükleri üzerine inşa edilmiş Birleşmiş Milletler İş ve İnsan Hakları Rehberi ilkelerine aykırı olduğunu belirtmektedirler. Ayrıca, uzun süre gemide çalışma sonucu hasıl olan aşırı yorgunluğun oluşturduğu konsantrasyon zafiyeti ve hata yapma riskinin denizde can ve mal emniyetini tehdit ettiği vurgulanmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“Sorun gemide uzun kalmak değil, belirsizliktir”
Gemide uzun süre kalmaktan çok sürecin belirsizliğinin kişinin ruh dünyasını etkilediğini ve gemi çalışanlarının gemide uzun süre kalmaktan ziyade, ne zaman evlerine dönebilecekleri hususunda bir açıklığın olmamasından olumsuz etkilendiklerini belirten Deniz Emniyet Derneği Başkan Yardımcısı Harun Şişmanyazıcı, “Bu da zaten uzun süredir gemide kalan personelin ruh dünyasını ters yönde etkilemekte ve strese neden olmaktadır. Daha da ötesinde kovid-19 gibi ölümcül bir salgının dünya genelinde etkin olduğu bir sırada ailelerinin ve sevdiklerinin yanında olamama ve onları koruyamama duygusu ruhsal çöküntüye neden olmaktadır. Bu konudaki önemli tedbirler; sürekli aileleri ile ilgili bilgi akışının sağlanması, ailelerinin her ihtiyacının karşılandığı hususunda bir inanca sahip olmalarının temini, kendi başlarına bırakılmamaları ve kendilerini dinlemelerine imkân tanınmaması olmaktadır. Bunun bilincinde olan bazı deniz nakliye şirketleri gerekli tedbirleri alsalar da dünya genelinde bunun tam olarak uygulanması mümkün olmamaktadır. Kaldı ki bu rahatsızlık kişiden kişiye değişmekte, tamamen kişiye özel bir seyir izlemektedir. Kimisini çok fazla etkilerken bir diğerinde aynı belirtiler görülmemekte ve sadece birkaç saat ve bir gün sürebilmektedir. Bu nedenle 4 safha ya da derecede tezahür etmektedir. İleri safhalarda bu ruhsal bozukluk birkaç haftadan birkaç aya kadar sürebilmekte, hatta kalıcı etki oluşturabilmektedir.”
“Mürettebat değişikliklerinin önünü açacak protokol düzenledi”
Uluslararası örgütlerin denizcilerin içinde bulunduğu bu çıkmazı uzaktan izlemediklerini ve gerekli adımların atıldığını söyleyen Şişmanyazıcı, “Bu durumun farkında olan ve IMO içinde istişare/danışman statüsünde temsil edilen deniz taşımacılığı ile ilgili örgütler (ICS, ITF, BIMCO, INTERTANKO, INTERCARGO, CLIA, PandI Kulüpleri, INTERMANAGER, FONASBA,INTERFERRY, IPTA, IMCA ve WSC) ‘koronavirüs (kovid-19) – Salgını Süresince Gemi Adamlarının Değişimlerini ve Seyahatlerini Sağlamak için Tavsiye Edilen Protokol Çerçevesi’ başlıklı 61 sayfalık bir Çerçeve Protokolü’nü IMO Genel Sekreterliğine sunmuşlardır. IMO Genel Sekreteri de bunu destekleyerek, uygulanması için üye ülkelere bir sirküler halinde yayınlamıştır. Bu protokol gemi adamlarının gemiye katılmaları ve ayrılmalarını ve bu amaçla yapacakları seyahatlerini salgından korunarak gerçekleştirmeleri için konu ile ilgili resmi ve özel tüm paydaşlardan yerine getirmeleri tavsiye edilen önemli düzenlemeleri içermektedir.” dedi.
“Deniz Emniyet Derneği olarak Çerçeve Protokol’ü destekliyoruz”
Gemi adamlarının sağlıklarının ve diğer risklerin önüne geçmek için alınan bu aksiyonu bir çözüm olarak değerlendiren Şişmanyazıcı, “Sonuç olarak bu çerçeve protokol, önemli bir girişim olup, gemi adamlarının ve denizcilik şirketlerinin bu konudaki sorunlarını, salgından korunmayı göz ardı etmeden çözebilecek niteliktedir. Bu nedenle Deniz Emniyet Derneği olarak bu çerçeve protokol tarafımızdan da desteklenmektedir. İnancımız ve temennimiz resmi hükümet otoritelerinin ve özel kuruluşların bu düzenlemelerin uygulanmasını gerçekleştirmeleri ve böylece başta gemi adamlarının sağlığı olmak üzere muhtemel sorun ve risklerin önüne geçilmesidir.” şeklinde konuştu.